30 Aralık 2010 Perşembe

Mutlu yıllar sizee

Belki bu yıl çok şeye kızdın...delirdin...kırdın...

Belki kendinden ödün verdin...savaştın...tek kaldın...

Belki aşık oldun...belki sevildin...belki terk edildin...

Belki aldatıldın, belki istenilmedin...kim bilir ...

Belki çok para kaybettin...belki işinden oldun...

Belki "ne yapıyorum ben yaa" cümlesini ard arda kurdun...

Her ne yaptıysan yaptın...
Bitti...

2011 çok güzel bir yıl olsun...
buna sen de gayret et!....


Gülmekten yanakların çatlasın..

Paranı koyacak cüzdan bulama...
Bankalar "yatırım" hesabın için telefonlarda kalsın...
 
Sağlık bedeninden aksın...


AşK  kalbini patlatsın...


Başarıların dillerde dolaşsın.....
 Mutlu huzurlu yıllar dilerim

Tatlı krizi:)

Ah bu ara delirmiş gibi yeni tarifler deniyorum.
Canım habire tatlı istiyo resmen uyduruk tariflerim var :)
Bir de mesela tam emin olmadığım tarifi nette arıyorum,aynı tarif  her sitede değişikve o zaman devreye tecrübem ve mantığım giriyor ahahayt:)
E herkes kendisine göre bilir neye ne yaşıkır zevk meselesidir damak tadı dediğimiz,ama nedense saygısı olmaz pek çok konuda olduğu gibi birbirine insanların bu konuda da.
Bu ara tred tatlı kadayıflı muhallebi ya da muahallebili kadayıfmıydı ki:F
Denemesem ölürdüm,mutfakta olmak kafamı dağıtıyo terapi gibi benim için,diğer yandan da e öğrenmek lazım yani geleceğe yatırım dimi:p
Ve çok güzel oldu şiddetle tavsiye ederim,ayrıca 3 tariften çıkma tarifimi de yazabilirim:D
1 LT SÜT
4 ÇORBA KAŞ.UN (SİLME)
2 " " NİŞASTA
1 SU BAR. TOZ ŞEKER (2 MİNİ FİNCAN,AMA BANA AZ GELDİ)
VANİLYA
İSTENİRSE DAMLA SAKIZI
1 MİNİ KUTU KREMA-YA DA KREM ŞANTİ

KAVRULMAMIŞ KADAYIF
1 BARDAK CEVİZ,yarım bar.şeker
TEREYAĞ

Önce geniş bir tavada tereyağı eritip kadayıfı yakmadan kavurun ceviz ve şeker ekleyin birazcık daha kavurup altını kapatın.
Yarısını borcama elinizle bastırarark eşit yerleştirin.

İşte tahmin edeceğiniz gibi,muhallebiyi dibini tutturmadan pişirin 15 dk soğusun,1 kutu krema ya da krem şantiyi ekleyip mikserle 5 dk.çırpın kadayıf döktüğünüz borcama döküp yaydırın,kadayıfın diğer yarısını üzerine paylaştırın bastırın hatta.folyoyla örtüp buzdolabında soğutun.:))

Kadın Muammadır..


"Söylesene" diyorum,

"neden insanlar,bilhassa kadınlar kimi zaman ansızın melankoliğe yakalanırlar?

Biyolojik mi bunun sebebi?
Kültürel mi?
Mistik mi?
Ekonomik mi?
Hormonlarımız mı?
bunu yapan, toplumsal koşullanmışlıklarımız mı?


Nedir ansısızın kadınlara gelen hüzün dalgalarının sebebi?
"

Diyor ki bana:

Erkek genellikle güneş gibidir.
Ya batar ya çıkar. 

İktidar peşinde,ya kazanır ya tepetaklak yuvarlanır.
Net, berrak, sade ve yalın..



Kadın ise ayın halleri gibidir.
Parlarken bile bir yanı karanlıkta kalır.
En görünür olduğu zamanlarda bile bir parçası bulutların ardında...
Kadın muammadır..



Elif Şafak/ firarperest

28 Aralık 2010 Salı

Tilivizyon felsefesi


Bu diziler bizi hipnotize ediyo
valla bak..
aynı akşam 3-4 dizi birden
birine ağla birine gül
tepe sersemi oldum offff
gitti osman yaa durmaz ki orda o *snıff*

anne kapa şunu yaa:'(


Hepimiz aynı televizyon programlarıyla büyüdük.
Sanki hepimize aynı suni hafıza taklımış...
Hepimizin belli başlı hedefleri aynı.
Hepimizin korkuları aynı.
Gelecek parlak değil...
Çok yakında aynı anda aynı şeyleri düşünmeye başlayacağız
Mükemmel bir uyum içinde olacağız.
Senkronize. Birleşmiş. Eşit. Kati.
Karınclar gibi. Böcekler gibi.
Koyunlar gibi..


''Chuck Palahniuk, Gösteri Peygamberi
Adlı kitaptan...'' (Sf.106)

Ve laptop kucağımda kulaklık kulağımın birinde, o ne?
fizy kapanmış yazıklar olsun altından neler çıkıcak bakalım açıklama burda.
kocaman da listelerim vardı yaa yazık oldu.
Amaa nette keşfetmediğim şey kalmadı yalnız bu gece ahey ahey:D
iliiiffff çok pis dedikodu yapasım var nerdesin acep kesin uyukluyosundur:p


bir de tuhaf içim ..bişeyler anlatmak istiyorum,içimde kelebekler uçuşuyo,bi bakıyorum darbe alıyolar,
pulları dökülüyo kanatları düşecek gibi oluyo.Tam "bu sefer öldüler" derken yeniden bahar geliyo..
Anlatmak istiyorum,konuşmak istediğim müsait olmuyo.
Kafam çok dağınık oluyo,benimle ciddi konuşmalar oluyo:(
ama cevap verecek ya da söylemek istediklerimi anlatacak durumda olmuyorum.
sanki uçup gidiyo aklımdan her şey yaaa:/

27 Aralık 2010 Pazartesi

3.mim mi desem ödül mü desem,armağan mı:)


Sevgili Asahhara benimle paylaşmış ödülünü diyeyim
fazla uçmamak için,çok teşekkür ederim canım,ayrıca blogumda kendinden bişeyler bulabilmene de sevindim,anlatım farklı da olsa duygular ortak ne de olsa..
Fikirlerimizin farklı olması ise yeni pencereler açıp katı bir önyargıya sahip olmamıza engel olmalı diye düşünüyorum ben..

E ben de diğer izleyen yazan çizen tüm arkadaşlarımla paylaşmak isterim,ama geldiğim an beni kucaklayan sevgili
LoLLa ma özel paket halinde yollarım elden teslim ederim:**

Safiyeli Faik Kabusuuummmmmm:(

Ben resmen bu sempatiklik sınırlarını zorlayan,yapmacıklık sınırlarını aşan,birbirini kepaze edip gene de mutluyuz pozları veren tuhaf çiftten bıktım ya.
Kabul çok şeker insanlar,çok esprililer,ama yeter yahu.Faik amcamın bi Derya Baykal da örgü tarifi vermediği kaldı pes! Aklınıza gelecek gelmeyecek her yarışmada programda varlar survivor a yollasalar ne güzel olurdu ahahahayt:)
Aha bir görsel bulayım dedim binbir tarakta bezleri,videoları var yaa


PC den radyo az gelip televizyon karıştırırken yemekteyiz başlamış, saat doldurmaya çalışırken gözüm hep tv de olamasa da haris kıskanç insanların çok büyük bir ödül kazanacakmışçasına birbirini yemesi (yemekteyiz bu demek dimi? birbirimizi yemekteyiz:))bazen enteresan geliyo izliyorum biraz.
Faik i görünce şok oldum,bu adam kaçıncı defa katılıyo bu nasıl torpildir? Aha safiyenin kırmızı tüylü şapkasını takmış markette dolanıyo kadın arkasında kahkahalar atıyo sırf sakatat menüsü. Dil çorbası-kelle- mumbar oha:p Faik lokantası show:D
O sevimli adam canavara dönüşüp diğer yarışmacıları yerden yere vuruyodu bakalım bu sefer napıcak :/
Ay diğer yarışmacılar da benim görmekten en korktuğum resmen batan irite eden tipler.
İsimlerini bile yazasım yok Çiğdem Tunç un o çokbilmiş ukala tarzıyla Tugba nın dişetleri iğrenç yersiz gülüşü birleşince bi cıngar beklerim- ama izlemicem cinnet geldi bile :p
tedavülden kalkmış bu kadroyu toplayana yazıklar olsun diyorum.Iyyyhhhhh:/

26 Aralık 2010 Pazar

Battaniyem kareli(:


Bu ara çok depresif moddayım,tam anlamıyla çıkamasam da daha iyiym böyle zamanlarımda her şarkı iğne olup batıyo o yüzden rastgele radyo bile dinlemiyorum,geceleri uyumamışsam netten Matrax dinliyorum kafam dağılıyo bi beklentim yok yani programdan gülmek dışında ayrıca çok hoşuma gidiyo:) Müzik fazla yok olsa da melodramik müzikler yok (şu saniyede sayemde yeni bir müzik türü üredi ahahyt)
Her program sonunda çalan bi şarkı var ama ben programa özel sanmıştım sözler çok tatlı,
meğer klibi bile varmış mest oldum Multitap söylüyomuş daha önce 1 şarkısına rastlamıştım facebookta pek açmamıştı ama şu süper buyrun beraber :
Evet evet benim bu kendime çok yakın hissettim heralde :) Dün gezdim hava da harikaydı bugün buz gibi,evde film battaniye kahve takılıcam :D

Dur bugün benim günüm
Kapandı üzgünüm
Sıkıldım artık insanlardan
Hiç durmadan ararlar
Hiç sormadan gelirler
Hiç yalnız olmasınlar mutsuzlar
Kendi kendilerine kalmak ne zor gelir ki
Rehberinde yer bulur isminin baş harfi
Çaldı bak zırıl zırıl telefonun zili
Açmadım bozmadım keyfimi
Patlamış mısır kahve fincanım ve korku filmi
Gelmesin sakın üçlü koltuğun sürpriz ismi
Yordu onların sahte dertleri geçti şimdi
Battaniyem kareli,battaniyem değerli,
Her saniyem değerli,her saniyem kareli:)


Takılıyosa BURDAN dinleyebilirsiniz

25 Aralık 2010 Cumartesi

....



"varlığıma nedensizlikten delirdim ben
hiçbir nedeni kendime yakıştıramadığımdan.
hepsini giydim. hiçbiri olmadı.
hepsi dar geldi.
inansaydım herhangi birine,
uğruna gerekirse dünyayı kan gölüne çevirirdim."


hakan günday - kinyas ve kayra

24 Aralık 2010 Cuma

2.Mim



Anılarımız ve anılarımızın eşyalarımıza yüklediği anlamlar.

Çok ayıp oldu beklettiğim için özür diliyorum önce. Sevgili Crazywomen beni mimlemişti.
Günlerdir düşünüyorum ama ne yazık ki bana geçmişi anımsatan,bir öyküsü olan hiçbir obje yok.
Ama gördüğümde bana sevdiğim birilerini anımsatan objeler var.
Şarkılar var:)

Sadece gördüğümde alındıkları günü anımsatan bebeklerim var,beni çok mutlu eden.
Babamın çok istiyorum diye gümrükten getirttiği plaklı bi bebeğim var mesela,emziği ağzından çıkartınca ağlayan kolları bacakları yumuşak var bir de.. Babamı anımsatanları anlatmıyım hüzün olmasın bu kez.
Ve en çok sevdiğim zenci bebeğim..oyuncak kolleksiyonuna asla el sürdürtmeyen bir prof. teyzem vardı beni bambaşka severdi ve esirgemezdi benden. Çocuğu yoktu. Bir çok ülke dolaşmıştı her birini birinden almıştı.ama özellikle zenci bebeğin onda bir anısı vardı sanırım.Onu bambaşka yerlerde tutardı ben de çekinirdim istemeye..
 Hep pembe panter oyuncağını verirdi kocaman,onun çeşit çeşit elbiseleri vardı giydirip çıkarıtr saatlerce oynardık:) ve hiç istemezdim verilen dışında içim gitse de başka oyuncak.
O kadar akıllı cici bi çocuktum ki^^
Ve 1-2 gün onda kalmıştım. Bütün gün bana yemekler yaptı, kitaplar okudu,Nuh un gemisini defalarca okudu,bir yehova şahidiydi çünkü.Bilgi için link vericektim ama vermiyim..
Beni nasıl ağırladı nasıl bütün oyuncaklarla birlikte oynadık giderken birini seçmemi istedi.Ben hiçbirini seçmedim,zenci bebeği isterdim ama söyleyemedim.
Teşekkür ettim beni öptü ve ağlamaklı oldu ben giderken..

Birkaç gün sonra eve geldiğimde zenci bebeği yatağımın üzerinde buldum.Hala şaşarım nasıl kıydığına ne düşündüğüne..
O sevincimi anlatamam nasıl sarılıp çığlıklar atmıştım:) 

yazıdibi not:benim de bebek kolleksiyonum var çok kıymetliler benim için eheh:))

Şimdi Lolla beklemede:p ona paslıyorum sanırım diğer arkadaşlarım bu konuda mimlendi,eğer mimlenmemişse Asahara ya da yolluyorum öpücüklerimle:*

BABA



Baba..neden bu kadar kısa sürdü?
Ve her güzel şeyin kısa süreceğine..her sevdiğimi aniden kaybedeceğime olan korkum neden baba?

Babacım ben tam hayal ettiğin gibi oldum,büyüdüm..ayaklarım üzerinde sapasağlam duruyorum.
Güçlüyüm, iradeliyim, senden öğrendiğim insani ve ahlaki değerlerimi asla kaybetmedim,
benimle gurur duyardın biliyorum..
Ama birlikte kurduğumuz hiçbir hayali gerçekleştiremedim
Yoktu ki sensiz bir anlamı..
Çok sevdiğim vapurlarda sensiz gezmenin sensiz balık ekmek yemenin,önünden her geçişimde işte burda okucam baba dediğim ressam olma hayallerimin anıtı güzel sanatlara gitmenin..yoktu sensiz anlamı..
Senin yemyeşil gözlerini, çukur çeneni, favorileri uzun sarıya giden kumral saçlarını, gördüğüm en güzel yüzü çizemedikten sonra ,bana sevgiyle bakan o muhteşem gözleri..
Gelin bile olmadım bak..
Sensiz uyumazdım ya hiç,keşke ben de seninle uyuyabilsem..huzura kavuşsam..alsan yanına?
Bi masal anlatsan bana yine kocaman kitaplarımdan..
Ve olmadı hiç senin gibi düşünen beni.belkide ben öyle sandım,ben düşündüm hep diğerlerini..kendimi..
O kadar ki sonra bu benim görevimmiş gibi yapıştı üzerime..pişmanlıklarım hatalarım var bir sürü babam olsa böyle olmazdı dediğim..
Sımsıkı sarıp sarmalayan sevgi dolu kollar yoktu beni düştüğümde ayağa kaldıracak..
Seni çok özlüyorum..sana nasıl ihtiyacım var şu an bilsen..
Senin gibi sevmedi de kimse beni..

Hiç olmıcakmı baba?

Kimse SEN GİBİ SEVMEYECEK Mİ?

23 Aralık 2010 Perşembe

Bu Ipek adlı hayali karakterin kişisel blog'udur...ya da..


Sürekli şikayetler eden,kadersizliğimden yakınan ve her şeyin sürekli ters gitmesinden yorgun düşen ben.
Her olayı en ufak değişimi kötüye yoran, 5 dk içinde binbir paranoyak düşünce üreten ben.
Hep kendisine değer verilmediğini sanan, ihanete uğrayacağı ya da kaybedeceği korkusuyla yüreğine pranga takan ben.
Ben bilirim çünkü sadece sadakati,ben bilirim beklentisiz,hesapsızca sevmeyi.
Bilmem affetmeyi unutmayı..savunmasız anımda yaralanmışsam iyileşmek bilmez
kanar en ufak temasta kabuk bağlamayan tuz basıp sustuğum acısını içime çöktüren yaram.
Güvenemem çünkü özüne tekabül eder her şey er geç..buna bile sağlam örnekleri olan ama suçlanan hep ben.
Kendimi kandıran bile bile lades olan ben. Korkak ben. Her konuda istisnasız kötü düşünen ben.
Bu yüzden hakediyor olmalıyım hayatta karşıma çıkan her şeyi ha?
Ama sebepsiz kapılıyo olmakla suçlanıyorum hep bu düşüncelere nedense..
Ah bu ben..
Asla yeteri kadar-yani benim kadar sevemez ki kimse bu bana bahşedilmiş bir özellik gibi, hesap kitap menfaat ne demek bilmiyorum bile..Ummuyorum bişey karşılık bile..yedeklemiyorum kıyafet gibi insanları birini atınca diğerini kullanmak için..
O olmazsa üzerime çıplak kalmayı tercih edeceğimi biliyorum..ne yapacağımı da..
Büyük konuşurum ben BEN i biliyorum,zaman kanıtlar aslında herşeyi ama iş işten geçtikten sonra pişmanlıklar ne ifade eder?
Hiçkimse, bana "senden sonra.."diye başlayan cümleler kurabilirken ben boğazımdaki düğümü anlatamam ki.. Olaylara her zaman müdahlele edemeyeceğini ya da suyun akışını değiştiremeyeceğini bildiği halde oluruna bırakmayı da beceremeyen barajda kuramayan ben..ama bir an sürer buzdan bi duvar örmem..an.
Hiçbirşey yokmuş ya da olmamış,ya da kör sağır dilsizi oynamayı bırakmam..bir ana bakar..
Suyun şiddeti ve direnci buzu delip geçebilir mi? Isıtıp eritebilir mi yeniden?

Dün ve bugün birkaç saat içinde çok şey öğrendim ben.
Büyüdüm adeta,herşeyin ne kadar boş olduğunu anladım..yeni değil,tekrar anladım..
Dün bir anda kapıldığım neşe ve mutluluk selini anlatacak 2 satır bulamamıştım..
bu yazıya başlamıştım ve  yarım kalmıştı..
Yani "mutluluk" ve "şükretme" üzerineydi aslında bu yazı..başladığımda.
Artık şikayet edecek,beni yıkacak hiçbişey olmayacak hayatımda yazacaktım..

22 Aralık 2010 Çarşamba

Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim


Seni özlemenin
Ne demek olduğunu sor bana,
Yetmişiki dilde anlatabilirim..

Kitabını yazabilirim / sayfalarca.
Yalnızlığın rezilliğini
Kokuşmuşluğunu
Ve çıplaklığını da..
Ama hiç kimse
Kavuşmanın güzelliğini
Sormasın bana / anlatamam.
Ben sana hiç kavuşmadım ki!

Bilmiyorum
Dudakların nasıldır
Sıcak mı / ateş topu kadar,
Yoksa soğuk mu
Buza kesmiş bir bardak su gibi?
Kıvrımlarına,
Kırmızı karanfiller mi tutunmuş,
Küle gizlenmiş kor mu var?
Tenime değdiğinde dudakların
Cemre mi düşer bedenime,
Mızrap değen bir saz teli gibi
Titrer mi yüreğim / bilmiyorum.
Ben hiç dudaklarına dokunmadım ki..

Bir kadını sardığında kolların,
Ürkek ceylânlar
Nasıl kurtulur tuzağından?
Dolu yemiş yaprak gibi
Nasıl titrer bir yürek?
Ellerin nasıl okşar bir bedeni,
Goncalar
Nasıl güle döner / sıcaklığınla
Bilmiyorum..
Hiç sana sarılıp yatmadım ki!

Kısacası:
Tatmadım kavuşmayı / anlatamam.
Ama,
Seni özlemenin kitabını yazabilirim
Anlatabilirim daldaki kuşa /
Topraktaki solucana
Yokluğunda / yıllardır
Özlemine dayanmayı öğrendim
Yokluğuna katlanmayı
Aşağılık avunmayı öğrendim / nasılsa
Ustası oldum beklemenin
Tükenmek pahasına.

Ama hiç kimse / kavuşmayı,
İki derenin birbirine karışıp
Sarmaş dolaş aktığı yatağın yorgunluğunu
Sormasın bana / anlatamam
Çünkü senle ben,
Ayrı kaynaktan doğmuş
Sularında hasretleri taşıyan
Başka denizlere koşan iki ırmağız
Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yılları
Aynamızda ayrı gökleri yansıtırız
İşte onun için
İki dere nasıl karışır birbirine
Nasıl sığar iki nehir bir yatağa / bilmiyorum.
Seninle
Hiç aynı yatakta coşmadım ki!

Sen bana / yalnızca
Ve sadece
Kahpe sensizliği sor
Rezil beklemeyi / özlemeyi sor
Tanrı şahidimdir
Kurda / kuşa
Dağa / taşa bile anlatabilirim.
Demem o ki / uzaktaki yakınım:
Vuslatlara yabancıyım,
Ama,
Senin özleminin kitabını yazabilirim..!


Kâmuran Esen

20 Aralık 2010 Pazartesi

Ben gideli buralara olanlar olmuuşşş

Zaten herkes pek asabi bugün:(
Dün geceden beri bi kudurukluk var üzerimde hatta lollada da:p hem ağlak hem huysuz nasıl olunuyo bilemiyorum ama oluyo demek.Yer arıyorum zor tutuyorum gözyaşlarımı.
Ama aksileştikçe herbişey ters gidiyo bugün ona dur agresife geçiş yapmışken bişiler yazayım dedim bana batan haha takipteyim dedi...sonra?
BİLGİSAYAR ÇÖKTÜÜ!! ohaa diyorum başka bişey demiyorum artık annem "fazla kudurma başına çıkar" der aynen öyle.Çıktı çıkmaya devam ediyo daha yazamayacağım örneklerle

Beni deli eden bir gmail yani g-talk olayı var biyerde açıklamasıyla ilgili esprili bi yazı vardı yorum yazasım geldi ,hatta paylaşıcaktım facebookta  yorum yazdım ama bi baktım hem anonim yapmışım mis,çok ünlüyüm ya o açıdan iyi oldu:p hem sayfa dönüp duruyo yazabildim mi bilmiyorum.



Neyse sabah başlayıp bitiremediğim ben yokken bloglarda neler olmuş dedirten bikaç şeyi yazmazsam olmaz,zaten ben kendime yazıyorum takip eden fazla yok gerilmesin kimse:D

Bloglarda hala sayfayı açtığınızda otomatik çalan şarkılar kullanan var.
Her zaman tepki görmüştür bu konu,ben de kullanmadım mı kullandım (vurkafanıduvara) ama sonra "burası benim blogum burda benim borum öter istemeyen gitsin geri" mantığının mantıksızlığını ve saygısızlığını idrak ettim:)
(bana uzun anlamsız cümleler kuruyosun hiçbişey anlatmıyorm diyen haklı dimi:))
Okumak istediği bişey var belki? belki müdavimin olacak :p Yok tesadüfen uğradıysa da dövüp yollamakla eş bu çıldırtıcı resmen.
Genelde bilgisayar başındaysanız durum şöyle cereyan eder:
1.Müsaitseniz sizde müzik açıktır zaten hele bende radyo %80 o kapalıysa winamp %20,e başka sayfada başka müzik neden dinleyeyim öfke nöbetine bile girebilirim bloga bakmadan kapamışlığım vardır panik olup.
2.Değilseniz mesela gecenin sessizliğinde biraz blogger sörfü yapıp çıkacaksanız aniden patlayan şarkı sesi annenizi uyandırıp kafanızı kopartması,ödünüzün şeyinize kaçması ve sinir krizi geçirmeniz gibi sonuçlar doğurabilir.Ters tarafınıza denk geldiyse o blogu kara listeye bile alabilirsiniz:D
3.Sevdiği şarkılar insanı yansıtır evet ama manuel başlasın ben eğer canım isterse tıklar dinlerim,hatta hakkında bişeyler ya da şarkı ismi varsa dinleme ihtimalim yüksektir..
Zorbalığa hayır!

Yorum yazmaktan bezdirici bloglar.
Anonim veya url isim yazma şansınız olmayan bloglar,nasılsa yorum denetleme şansınız var değil mi kasmayın?
Uğraşılan durduk yere küfür edilen düşmanı olan biriyseniz izin vermeyin siniriniz bozulmasın ok,ama gerisi?

Kelime doğrulama da tövbe ettiren bir ayrıntıdır gereksiz,bilmeden kullanıyorsanız eğer
Yorumlar için kelime doğrulama gösterilsin mi? şıkkına hayır demeniz gerkiyor sadece.

Ve gözüme resmen batan beni şaşırtan bir diğer olay blog hediyeleşmeleri çekilişler vs.
Eskiden beri okuduğu kitapları paylaşır blogcu arkadaşlar benim şahit olduğum, hala var bu,bazen de yardım toplanır ya da işte ***şerefine size hediyem var olayı daima vardır çokta güzel bişey ama ama.....şimdiye kadar hiç "koşullu" olanını görmemiştim.Bir değil bir çok blogta şunu gördüm:
"Şu resimdeki obje sizin ama 1. koşul beni izlemeye alıcaksınız"(şişirme izleyici diyoruz buna biz) ve
"blogunda benden çekilişten de bahsederseniz sevinirim" (bu da ordan link tıklandıkça pr veya okuyucu veya herneyse artsın diye..ne gerek var? Bu kadar mı yoksul gönlünüz içinizden karşılık beklemeden vermek gelmiyor mu üç kuruşluk her yerde bulunan birkaç parçayı? vermeyin!! Onca insanın katılması beni hayrete düşürüken çoğu zaman sadece 1 kişiye hediye yollanması bile absürd yeterince..neyse kapatıyorum bunu da..sinirim zıpladı resmen.bana ters..bu kadar.

 Bak ben seni izliyorum ama bi satırını okuyacağım yorum yazacağımdan değil valla sen de beni izle diye..
Takip.. taa eskiden şablonlar html çoğunlukta ve gadgetler keşfedilmemiş manuel eklenirken binbir zahmetle izlemek istediğimiz blogları eklerdiniz her gün gider bakardınız yazı eklemiş mi diye.
Sonra en son güncelleneler blogroll şeklinde çıktı ama o da bir bakıyodunuz bomboş. En güvenlisi ve rahatı google reader.
Şimdi her şey rayına oturmuş gibi.ama hediye çekilişindeki gibi samimiyetsiz olmamalı,koşullu asla.
İzlediğim bloglar var bazıları gizli bazıları aleni (pek severim bu sözcüğü) hiçbir şekilde heeyy beni görsene sen de ekle düşüncesinde olmadım olmam.Bu amaçla asla yorum da yazmam. Hatta pr ı ve izleyicisi fazla olanları anonim izliyorum böyle bir saçma yanlış anlaşılma olmasın diye.
Zamanla listem oturacak tabii ama benim görmem izlemem önemli olan..Beni ekleyenlere teşekkür ederim mutlaka ziyaret ediyorum okuyorum bloglarınızı elbette, gönlünüzden koptuğu için sağolun:)
Azcık koşulsuz sevin,inanın hayat beklentisiz daha güzel.Yoksa her şey üzerinize geliyor..


Ve ve tema olayı!
Hani artık süper bi uygulama koymuşlar Tasarım, yani eklentiler widgetler yokolmuyo dilediğinizce seçenek var gözünüze gerçekten iyi gelen ve size özgü bi tasarım yaratmanız o kadar da zor olmamalı ha?
İçeriğe uygun ve göze hoş geliyosa daha bir keyifle girip daha uzun kaldığınız bir gerçek bloglarda.
Ayrıca özen gösterildiği için girer girmez güvenilir ve önemli bi intiba bırakıyo benden söylemesi.

Ve cwrm kırarmıyım seni,özel istek üzerine hemen şarkı ekleştiriyorum çalıcak kendisi:p
Şaka şaka tıklamanız gerek yetmedi indirmek isterim derseniz de buraya tık

Yapma bunu!!


Bitmek bilmiyo!! Anlatıyorum ağlıyorum,peki sen neden...diye başlayan cümleler kuruyorum ya da kıyıp kuramıyorum bazen de...susuyorum..telafi ediyorum elimden geldiğince..kendimce..
"Sen" ce olanı yapamam bu BEN im !
Oysa bu konuda bir suç veya suçlu olmamalı birbirimizin özgürlüğünü kısıtlayarak her dakika sorumluluık yükleyerek her gününü geçirmesine sebep olmamalıyız çünkü.
Bazen insan bir saniye bile sesini duymadan yapamaz gibi hisseder,ama  buna hakkımız yok.
Mecburmuş gibi aranmamın ne manası var, sevgili bile canı sıkkınken sesini duymasın istemezmisin?çok ters bir gündeysen üzerine geliyosa her şey, yansıtmamak,her söylediğini terso anlayıp sen de içindekileri kusma diye susmazmısın bazen?
"O kadar düşünceli olma diyorum sana " diyo bana birisi,haklı kurban olduğum olmamalıyım.
Değişemiyorum ki ama bu yaştan sonra bu BEN im..
Anlayışlı olmaya çalışıyorum herkese ama anladım ki kesinlikle ben bu töleransı göremicem kimseden.ASLA!!
Birazcık özleşip anlatacak şeyler biriktirip muhabbet etmek daha güzel olmaz mı arkadaşlarımızla bıcır bıcır?
Ya da bişey olunca o an heyecanla anlatmak ne tatlıdır?
Telefon yanımızda açıkken dakikalarca sustuğumuzu bilirim ben sıkıntılı insanım ne olur kızmaa anla benii:(

ama sonuç değişmiyoooooooo
Bugün aniden ihtiyaç duyduğum yakın gördüğüm arkadaşcağızımla o gün iletişmediğimizi fark edip ç.dışıyken ileti yazıyorum (bana aslaaa yapılmaz bu nedense önemsediğimi bildikleri haldee)
Ve o an yok,önemli bişey danışıcaktım ona rağmen ben bir de tlf una saldırmıyorum malum pazar..
Dünya benim eksenimde dönmüyor?gördüğünde müsait olacaktır o zaman konuşuruz diyorum.
Gördüğünde mutlu olmasını umarsınız dimi?
Ben gene aynen şununla karşılaşıyorum:
ne cadı?
alo diyo uyumuşum
aklına geldim mi
hıh sana

Asıl bu nedir?  İpekböceğinin patlama ve ateşböceğine dönüşüp yakma noktasıdır! Bu hep konuştuğumuz bişeydir."Ne olur sitem etmeyin diyorum lütfen! " Uzamasın hiç olmazsa. Ooofff!
Üzmek can yakmak istemiyorum ama benim durduk yere kan beynime sıçrarsa yakıyorum kendimi de karşımdakini de.Oysa anlatacak bişeyler vardı..
Kırıldım o tarafı duvara yasladım..şimdi gidip zıbarayım beynimden ateş çıkarak.



Bekledim ama sonra kendime alıştım
Kırıldım ama o tarafı duvara yasladım

Seyretsen beni
Anlatsan beni
Bu film sensiz anladım
Son karede ağladım
Yazıları akıttım
Işıkları yaktım
Girdiğim kapıdan çıktım
Kırıldım ama o tarafı duvara yasladım
Ağladım ama bir mutlu sona bağladım..:(

18 Aralık 2010 Cumartesi

İlk MİM :)



Bir kişi seçip onunla neler yapmayı sevdiğinizi yazın... ? 

demiş sevgili αѕαннαяα yani (ya blog adınız ve kullanıcı adınız neden farklı ki:p)
onun için kolay olmuş bu mim dünya tatlısı kızı var çünkü zaman geçirecek daha güzel kim olabilir?
inanmayacaksın ama canım "bir kişi seçin" deyince aklıma şu anda yanında olmak istediğim ama olamadığım bir kişi düştü, şimdi nasıl bi cevap yazacağımı bilemedim bu yüzden kolum kanadım kırık gibi hissediyorken böyle..:(
Ben yalnızlığımı seviyorum ve onunla yaşamaya alıştım..Tek başıma çok güçlü ve iyi hissediyorum kendimi.
Etrafım kalabalık her zaman istediğim yere gidecek dostlarım ve ailem var..Arkadaşlarla klasik şeyler yaşıyoruz malumunuz.
Ama hadi bu soruya annem diyeyim.Küçükken elimden tutardı sıkıldığımda ve vitrinlere bakmaya giderdik(bizim deyimimizdi).Ama kucak dolusu kitap alır gelirdik bana.Uçardım..
Bazen de vapurla gezelim kızımla derdi en sevdiğim şeydi bu benim:)
Şimdi benim onu gezdirme zamanım.
Haftasonu 1 günümü ona ayırmaya çalışıyorum.Ne zaman istese emrine amadeyim de,özel bir hazırlık yapıp çıkmayı seviyoruz.Kuaföre gitmek mesela.Arabayla tur atmak,alışverişe gidip didişmek,yemeğe gidip herşeye burun kıvırmasını izlemek bile hoşuma gidiyo:)
İkimizin de hoşlanacağı bir film varsa sinemaya gitmeyi de seviyorum..Bazen de en yakın tombiş arkadaşını da alıp bi çay bahçesinde türk kahvesi içip fal baktırtmayı da seviyorum.
Allah eksikliğini göstermesin anneciklerimizin:**

LoLLa ,tembel Melly ve Crazywomenrosemary :p
Müsait oldukları,kendi diledikleri zaman diliminde mimlerini yanıtlarsa çok mutlu olurum.

17 Aralık 2010 Cuma

PROSPEKTÜSÜM


Internetin hayatımızla içiçe olduğu ergen yaşlarımızdan itibaren meraktan ya da sosyalleşmek için mi bilinmez girip çıkmadığımız üye olmadığımız denemediğimiz yer kalmamıştır muhtemelen:)Eeee merak çağları:D
Mesela bi arkadaşınız der ki ben falanca.net te chat yapıyorum muhabbet çok güzel çok seviyeli vs birkaç saat takılırsınız benim gibi huysuz sıkıntılı bişeyseniz sarmaz:p (beni msn bile sarmaz açmam o da ayrı konu)
Ya da şansınıza ne kadar pislik varsa dolar bu muydu methettiğin yer piiuuu dersiniz bir de arkadaşınıza ehehe:D Forumlar moda oldu sonra,orda da zamanla delirtici şeyler süregeldi malumunuz.
Kopamadığımız online oyunlarımız var onlar da yozlaşmaya başladı nedense nerden geldiği belli olmayan bir güruh yüzünden.
İnsanları netten soğutup sonunda evde çay içen dizi izleyen ya da radyosunu açıp odasında  kitabını okumayı tercih eden eski moda ailemize dönük hale geri döndüğümüz için ben şahsen gayet mutluyum.zaman ayırmamız gereken asıl şeyleri unutmak üzereydik.
Ve başta amacı çok güzel olup sıkı denetimle düzgün başlayan-giden dottomat-istiyos-bi tümce gibi siteler de canı sıkılan ergen küfürbaz ve abazalar sayesinde girilmez hale gelir kısa sürede.Bişeyler okuyayım kafam dağılsın dersiniz girdiğiniz an (resim koymasanız bile) msj yağar gel canım eğlenelim tarzı kusarak msj alımını engeller kaçarsınız bi süre sonra zaten.
Nedese bir türlü denetleyen başa çıkabilen bir adminleri vs olmaz kendi halinde akıntıya kapılmış gibi sürüklenir dururlar.
Facebook ve twit başı çekiyo bu sıralar:)twit ne menem ne gereksiz bişeydir yazı başlığı girmek dışı neye yarar bilemedim:D ama yok mu var işte kusur kalırmıyım:p
Hele bu face ten başımıza gelmeyen bela kalmadı arkadaşlarım bakırköylük oldu,ne ayrılıklar yaşandı,aha belgeyi de araya sıkıştırayım ciddiye almayan erkeklerin gözüne sokma babında.

Onlarca defa ark larım ve ben hacklendik,çirkefliklerle muhatab olduk,mahkemelik olduk o derece.
Ama çözümü var mı? olabildiğince uzak kalmak.Tedbirli olmak nasıl olacaksa.
(gene de binbir hileyle bilgisayarınıza girip sizin yerinize işlem bile yapılıyor ona göre dikkat:S )

Neyse ben dottomatı kapatmadan önce nedense not almışım beni ifade eden etiketlerimi:) Paylaşasım geldi kendimi tanımak ve unutmamak için.Hatıra babında.E açıklamalı prospektüsümü okuyun efem.
(Siz de etiketleyin kendinizi bakayım ne kadar ortak yanımız var?)

* duygusal(feci derecede)
*alıngan (uçan buluttan nem kaparım kaçırmam)
* ağzına dolan tüm kelimeleri içine atmak ve sonrasında sadece peki diyebilmek(daima)
* yanlızlık paylasılmaz
* kızların 3 yaşında çocuk gibi konuşmasına uyuz oluyorum (ağızlarıne ekleştirmek için ölebilirim)
* neden yaşadığımla ilgili felsefe yapmak(hala da anlamış değilim bi yaradılış amacım var mıdır?)
* tek başına sinemaya gitmek (çok severim iyi gelir bana)
* aynı anda aynı şeyleri düşünmek (tek kişiymiş gibi,ruhunu okur gibi,büyüleyici)
* şımarık insanlardan nefret ediyorum(hem de felaket)
* söze dökülemeyen ruhsal karmaşa
* hayatın dışında felsefe
* blogger
* gitmek istemek buralardan...
* cogito ergo sum
* yengeç burcu kadını (duydun mu asahhara)
* çikolata (fındıklı,fıstıklı,bademli vee nutellaa off)
* oruç aruoba
* hayalperest
* uykusuzluktan ölüp bu akşam erken yatacağım deyip yatamama sendromu
* tikky kızları minibüse doldurup varoşların ortasında bırakmak (hayali bile güzel ooyyyy)
* düş
* hayal taciri
* yaşamaktır aşk biz başaramamış olsakta (belki bir gün..)
* karşındakinin sana söylediği cümleye 5000 açıdan bakarak salak saçma paranoyalara girmek (hem de nasııll)
* alıngan
* tanrı beni çoktan terk edip gitti
* ego sum qui sum
* üşeniyorum öyleyse yarın (ruhum tembel)
* aynı şarkıyı üst üste 100 kere dinleme manyaklığı (ağlatıyosa hele,işkence resmen)
* ben sadece sana sarılıp uyumak istiyorum ..
* biz sevgili değiliz arkadaş değiliz dost değiliz peki birbirimizin nesiyiz? (ardından küfür edilesi cümleler gelmesi muhtemel)
* yeni tanıştığın herkesin sana gıcık olması akabinde seni çok sevmesi(çok başıma gelir,soğuk ve mesafeli göründüğüm için çünkü öyleyim ahahyt)
* çok uzaklara gitmek yepyeni farklı bi hayata başlamak istiyorum (ama hiç böyle bir cesaretim olmadı,olacak mı bilmiyorum)
* insanlara ne düşündüğümü anlatmaya üşeniyorum (bunu burda aşarsam madalyayı hakedicem )
* yanında susarken bile sıkılmadığım insanlarla olmak (nedense hep uzağımdalar)
* cümlelerin sonuna 3 nokta koymayı seven (hatta 2,4)
* dottyomattan öğrenilecek tek şey yeni neslin tam bir dangalak olduğu gerçeğidir.!
* yağmur sesiyle uyumak
* başka bir yerde başka bir hayata uyanacağı günü bekleme
* popmundo
* gregorian
* telefonunu hep sessiz ve titreşimde kullanan
* cep telefonu çaldığında canı istemiyorsa açmayan insan(sonra da yer kalayı bkz:birkaç post öncesi)
* halil cibran
* mitoloji
* dotyomattan sevgili aramıyorum kulübü
* sana bişey söylicem diyip ardından neyse ya diyenleri öldürme isteği
* ben gidiyorum diyince sen bilirsin diyen insan modeli (evet o benim eheh ısrar etmem ettirmem)
* özlemek çıldırmanın önsözü
* evde zaman geçirmeyi sevmek
* türk kahvesi (damla sakızlı olsa bir de )
* çemberin neresinde olduğunu bilememek
* hayat aldığın nefeslerin toplamı değil nefesini kesen anların toplamıdır
* söyleyecek çok şeyi olan bir kadın susuyorsa sessizliği sağır edici olabilir
* tu vas me detruire
* hiçbir yere hiçbir şeye ait olmama hissi
* erkeklerle daha iyi anlaşan kız modeli
* incitmeyecek kadar uzak üşümeyecek kadar da yakın olabilmek...
* kendini iyi hissetmediğinde yürüyen insan modeli
* yeterki onursuz olmasın aşk


16 Aralık 2010 Perşembe

Sevindirik mode on♥

Bu gece yemek sonrası koltukta elimde sesi kapalı tlf um (çevreye geçici rahatsızlık vermemek için:P) ve ben uyuyakalmışız..Hem de yok böyle bişey yorgun uykusuz değilim sözde ama saatlerce tv olan odada hem de (tık dese bişey uyanırım o yüzden uyuyamam çoğunlukla kanepede) ağzım açık uyumuşum, sanki taş taşıdın mübarek:D

O arada sürekli rüyamda kavga eden adamlar,koca bulmaya çalışan kızlar,aman  ne abuk rüyalar görüyorum kabus bir de bitmek bilmiyo çıldırıcam hani uyansam artık dersin bilirsin rüya olduğunu gözünü açamazsın aynen durum bu.
Kolum kanadım ağrımış vaziyette (annemin cümle öbeği eheh) bi uyandım ki annem canhıraş biçimde yaprak dökümü izlemekte.İnsan uyuyo burda dimi? O uyurken çıt çıkarsam drama bağlar hemen ama böcük bağlamaz(:
Hemen telefonuma baktım,açmazsam ölücek diye oyunuma baktım netten,sonra bloguma bi bakayım garibime dedim kii kumanda paneli bir açıldı "anaa yorum!!" ahaha bunu çok özlemişim yahu,sıfırdan başlamak hayatta korkutmaz beni ve bazen de bir amacınız yoktur kendiniz için yaparsınız ya bişeyleri.Blog yazmaya başlamam da böyle.Ama iyi ki yapmışım..
Aynen uzun uzun profilime tıkıştırıp anlattığım gibi,tutuklaşan dilim ve sms e vurunca abuklaşan uzun cümlelerimi sarf etmeye içimi dökmeye gelmiştim buraya ben:)
Her zaman hoşuma giden blogları takip ettim kısayollarıma ekleyip yorum yazma özürlüsü olsam da.
Blog yazdığım dönemlerde de yazmadığım zamanlarda da bu böyle.Tembelim evet:S
Ama geçen gün lolla da öyle bi keyiflendim ki ahahayt diye yorum yaptım:D
İşte o zamana kadar yapmadığıma pişman oldum desem yeridir ama ,özellikle blogum yokken hani evin olmaz otelde kalırsın anonim yorum yapmak bana öyle bi his uyandırıyodu nedense (bahaneye de bak).
Hemen iade-i ziyarete gelen lolla öyle tatlı ve içten karşıladı ki beni ne olduğumu şaşırdım:)
Neyse ben bu akşam uyku sersemi ve mest biçimde yorumları hede hödö diye sırıtarak onaylarken bir baktım sayfama birkaç arkadaş daha misafir olmuş.
Hani benim bir çabam olmuyo ya,okuyan bi kul olmayacağına o kadar eminim ki kalıbımı basarım yani hihih:)
Hatta izlediğim blogları bu yüzden gizledim aman beni izlesinler diye ekledim sanmasınlar  yeni blogum dedim bi an,böyle de paranoyanın dibine vururm arada.Yanlış anlaşılma korkusundan ölücem bir gün.
Daha bu nedir ki?

Sonracığıma ben de hemen yeni  yorum yazan ya da izlemeye alan arkadaşlara tıkladım ,hepsi birbirinden güzel yazasım kaçtı nerdeyim ben dedim hatta ordan onların izlediklerine tıklarım genelde bir baktım güncellenen bloglarda Ipekböceği~ yazıyor bir de avatarım ben saf saf aaa ekleyince böyle mi görünüyo niye ki diye (uyku sersemliğim başıma vurmuş) tıkladım ama yeni sekmede. Sonra sıra geldi bir baktım aaaaaaaa LoLLa nın blogu bu!!
Ama ama ben burda napıyorum ehehe:)
Kanatlandım uçuyorum ne diyeceğimi bilemiyorum inanılmaz bir süpriz oldu benim için.Bir insan ancak bu kadar samimi,bu kadar özgüvenli,bu kadar tatlı olabilir:*
Saatlerdir bu yazıyı yazmaya çalışıyorum, bugün çok güzel geçti,bu da  tatlı oldu üzerine adeta,
hep bu devir diye başlarlar ya söze,iyi ki varsınız LoLLa ve benzeri arkadaşlar,çok teşekkür ederim.
Çok utandım yazma hevesim 3-4 post sonra biter diyodum ama içim coştu resmen:)

Öhömm madem Saba yı seviyomuş blogusu da varmış lollamın bu konuda (ki ben acaip gıcık oluyorum kadına) ben de kaç gündür ona mı versem kendim mi koysam hediye diye bilemediğim videoyu paylaşayım hemencik:p
Görünce koptum resmen ve her gün izliyorum nerdeyse doyamadım hahahyt buyrun:
Timsah.com


15 Aralık 2010 Çarşamba

Heyyoo Tarkan tapuarı yıktıı!

Hem dizi izleyip hem laptop um kucağımda sörf yaparken dere tepe Tarkan ın Elle dergisi için verdiği pozları gördüm:D

Bende zaten bi huy peydah oldu en ufak bişeyde hoop kopy-google da ara yapıyorum.

Bir resim gördüm şok oldum başlık aynen şu:
Tarkan tapuları yıktı!!
Bu resme yazıyı kim yazdı acaba olsa olsa ufak yaştaki bi blogger fln olmalı dedim resim şu:

Ama asıl kaynağı görünce krizim komaya kadar gitti diyebilirim.Zaten anlamsızca bi neşe keyif vardı içimde bu gece:)
Bakın haber nerde yayınlanmış:
Şaka sanan aratsın google da:p

14 Aralık 2010 Salı

O bi bencil bencil!!


Yetemiyorum..ne kendime ne etrafımdakilere.
Sürekli bende şikayetleri var nedense..haklılar bazen ama bazen de elimden bişey gelmediği için cevap bile veremiyorum.Suçlu bi çocuk gibi kendimi bile savunmadan duruyorum öylece..
Ben sustukça sinirlenip üzerime geliyorlar bu durumda.Eziliyorum..daha çok içime kapanıyorum ve kabuğumdan çıkamaz hale geliyorum.
Elim kolum iyice bağlanıyo hareket edemez hale geliyorum..çünkü korkuyorum.Gördüğüm tepkiler beni daha beterlerinden deli gibi korkutuyor.
Güçlü gibi görünsem de değilim. Kaldıramayacağımı hissediyorum bişeyleri.

Mesela  cep telefonum ne zaman uzun süre kapalıysa mıknatıs gibi çeker ve bir sürü arama olur açtığımda şok geçirirm.Özellikle normalde arasın diye gözüne baktığım, günde 1-3 kere ancak konuşabildiğim 10 kere aramış olur ne hikmetse:(
Bu meraktan mıdır özlemden mi ,yoksa "hah yakaladım açığını görürsün sen araya diğer kusurlarını da sokmanın sırası" sevincinden mi bilemedim..kötüyüm bu gece..her sefer biriyle muhatap oluyorum çünkü bu tavırların.bu geceki gibi.yarın geçer mi acısı?
mutlaka her arayan ulaştığı an uzun uzun sitem eder hatta kavgaya dönüşebilir:(
Oysa ben ulaşamadığımda şarjı bitmiştir,duymamıştır gamsız hrrr,görünce arar ya da bir mesajla ufaktan kalaylayıp kapatıyorum konuyu.  Biraz da mecburen,sevgide özgürlük saygıda mecburiyet vardır derler.
Duyduğum en güzel sözlerden biri. Salak mıyım ben?
Ben bu kadar iyi niyetliyken neden bir kişi de çıkıp sebeb vardır ya da yoktur keyfi istememiştir sefası olsun demez?
Aynayı kendisine çevirip ben ne yapıyorum nasıl davranıyorum da ne bekliyorum demez?

Karşınızdakine ne zaman çok üzerinde durmadığınız ama büyümesinden korktuğunuz bir rahatsızlığınızdan bahsedecek olsanız (sakin zamanlarınızda size içinde tutma büyümesin dediği söz verirttiği için misal)
her seferinde şiddetle o da sizin bir kusurunuzla cevap veriyo ne anlamalısınız bundan?
İnadına yapıyorum var mı!! mı?
Şimdi buna cevap veremicem bir sebebi ya da mantıklı açıklaması yok kaynasın gitsin mi?
Daima önemli olan BEN im senin derdin ne ki yanında mı?

Canının istemediği konuyu kapatan tartışmak istemeyene ben ısrar etmezken (buna hakkım da yok yüreğim de,zamanından önce zorla söyletilenler sonrası pişmanlık olacak kopmalara sebep olabiliyo)
bana edilen ısrar nedendir?tamam karasızım çok ağır düşünüyorum:F
Çok dere tepe olmuş gibi değil mi? Ben anladım   içimi döktüm de okuyup anlayan beri gelsin:D

Peki hala bencil olan benmiyim?

10 Aralık 2010 Cuma

Erkekler Mars'tan Kadınlar Jüpiter:p



Bir yandan hayat telaşesi içinde günlük koşturmaca,diğer yandan internetle haşır neşir olup kah oyun oynayıp kah arkadaşlarımla anlık sohbetler ederken,aniden çıkagelen yazma hevesimi baltalamamak için tema denemeleri yapıp en uygun ve rahat olanını arıyorum.Ben nedense siyah temaları daha çok seviyorum ama gözü yormasın istiyorum(:
Bu arada "hah bu konuyu yazmam lazım" "işte bu çok komik" dediğim her şey aklımdan uçup gidiyor..
Son günlerde bayan arkadaşlarımla en çok konuştuğumuz konu tabii ki hayatlarındaki erkekler(:
Yani onlar ne dedi,ne yaptı? Aslında demek ya da yapmak istedikleri nedir?
Neden bazı sözleri bize ok gibi saplanmakta?
Ve görünen o ki asla bizim anladıklarımız hissettiklerimizle onların anlatmaya çalıştıkları birbiriyle örtüşmüyor.. Izah ettiklerindeyse ikna olmuyoruz neden?
Çünkü "biz olsak" öyle davranmaz,öyle demezdik:p O zaman kesinlikle bilerek yapıyolar!:F
%100 olmasın da en az %90 durum bu.

Bizim mükemmel ve herbişeyi bilen olduğumuz su götürmez bir gerçek ya:p
Diğer taraftan erkekleri dedikodu yaparken izleme şansımız olsa (ki oluyo sık sık) onların da "off beni hep yanlış anlıyo ama" ya da "bana güveni yok ne desem inanmıyo" "valla aslında ben şunu demek istemiştim" dedikleri şaşırtmamalı bizi dimi?
Aslolan şu ki,kişilerin davranışları karşısındakinden ne beklediğinin sinyalini veriyormuş aslında.Size nasıl davranılmasını istiyorsanız öyle davranır-mış-sınız.Bu mantığa uygun görünüyor.
Örneklemem gerekmez sanırım?
Kaldı ki kitabı bile var sonsuz örneklerle: 5 sevgi dili
Ayrıca bu kitabı anlatıp kafanızı ütmeye niyetliyim alıp okuyun çalışın da gelin:D
Nerde kalmıştık?Benden beklediklerini yapmıyorsan eğer orda bir temassızlık var demektir.
Genelde de erkekler işte bunu yapar.Daha doğrusu yapmaz.Yani hiçbişey yapmaz sizi ayar eder.Ama o leb demeden sen leblebiyi anlıcaksın bu böyle.
Neyse geç oldu kafam da karıştı zaten oldum olası yazıları bağlayamam cümleleri de.Noktalamasız uzar gider hele sms atıyosam vay halinize:p

Bi şarkıyla bitiremek gerek:

evlenmek gerek:)
sağ tıklayıp açarsanız dinleyebilir pc nize indirebilirsiniz.

5 Aralık 2010 Pazar

Hayırsız



Burdan dinleyebilir sağ tıklayıp bilgisayarınıza indirebilirsiniz.


Yine mi gülmedi şansım aşktan yana
Yok mu bu dünyada
Dört başı mamur bir sevda
Ben sabrılı aşık
Senin halin çapraşık
Ben kendimle barışık
Senin kafan hep karışık
Sana da günah bana da günah
Yeter artık uslan yoksa
Seni de sarar beni de sarar
Ayrılık acısı sonra
Sana da sorar bana da sorar
Hayat bunun hesabın hayırsız
Bilmesem sevdiğini
Görmesem gözlerini
Sevmesem böyle seni
Çekilmez hayırsız


Söz: Candan Erçetin
Müzik: Makedon Anonim

4 Aralık 2010 Cumartesi

Lütfen önce üye olunuz efem!


Üye olmaktan gına geldi iflahım kesildi resmen ama çare yok!
Bir konu aratırsınız işinize yarayacak cevap nedense hep forumlardadır,ama hop "önce üye olmalısınız" (ki sevmem forumları yok rep, yok tşk et öyle link görünücek,yanlış yere başlık açmışsınız,falanca zamanda cevaplanmıştı okuyun 18 ay önceydi ne var? vs kasıl babam kasıl)
Bazı forumlar sarar hoşunuza gider ama orda da müthiş bir yarış söz konusudur nedense:)Neredeyse askeri düzen geçerlidir ast-üst ilişkileri babında:p
Bazı oyunlar için avatar-profil resmi gereklidir ,bu da keyiftir benim için kocaman bir arşivim var:p Ama fotoğraf kaynakları ve online düzenleme siteleri de üyelik bekler:/
Oyun sitelerini zaten saymıyorum bile üye olmak yetmez hatta tam anlamıyla oyunun "ayrıcalıklarından" faydalanabilmek için vip olmanızı önerirler.Bir süre sonra bu kaçınılmaz olur,bu kez de başka bir siteye üye olmanız gerekebilir ödemeyi banka veya ptt yoluyla yapabilmeniz için:)
Blog yazsam mı yeniden dersiniz(yeniden benim için geçerli:)) tema siteleri bile üye olmanızı önerebilir.

Hah,bir de bunlara benim gibi ŞİFRE UNUTMA özürünüz eklenirse tadından yenmez,aynı siteye 2.kez giremezsiniz eğer tarayıcınız kaydetmemişse-ki çoğu zaman sadece kullanıcı adı kaydedilir parola yeniden girmeniz gerekir:/
Yeniden üye olmanız gerekirse "bu kullanıcı adı alınmıştır" ya da "bu adresle daha önce kaydolunmuştur" uyarıları sizi kapıda bekler:)
Buna bir çare lütfen ne can dayanır ne msn adresi:F

1 Aralık 2010 Çarşamba

LÂL


Yazarak ta konuşarakta kendisini doğru ifade edemeyen..
Kendisine sorulan sorulara bile boğazına kocaman bi düğüm yerleşince susan..
sadece yastığa başını koyduğu an gözlerinden yaşlar süzülürken bir kitap okurcasına kendi kendine sayfalar dolusu doğru cümlelerle konuşan insana ne denir?

görsel burdan

30 Kasım 2010 Salı

Olgunluk


20 li yaşlara kadar iyilikle kötülüğün ülkesi, kalın sınır çizgileriyle ayrılıyor birbirinden.
Sıkı dostları ve düşmanları oluyor insanın. Onları ölesiye seviyor ya da ölesiye nefret ediyor onlardan.

30 larında yalanı hakikatten ayırt etmeye başlıyor.
İyi sandıklarının hıyanetiyle tanışıyor, sırtında dost işi hançer darbeleriyle; ve en kötü zannettiği şefkatle imdadına yetişiveriyor.

Zaman kanatlanıp da 40 ına yaklaştığında insan,
iyiyi kötüden ayıran hudut çizgilerini birbirine karıştırıyor.
İyilere nakşolmuş kötüyü ve kötülerin içindeki iyiliği de keşfediyor ademoğlu.
Anlıyor ki, iyi insan/kötü insan yok; insanın içinde iyilik ve kötülük var,
kötüyle iyi panzehiri değil birbirinin;kankardeşi.
İyilerle kötüler çekiştirmiyor ipi. İyilik ve kötülükten örülmüş ibrişimin kendisi.
Bunu anlayınca şaşmıyorsun nefretin birden şehvete dönüşmesine;
acı girdaplarının içinde hazzın raksetmesine.
Tevazuyla gurur, haysiyetsizlikle onur el ele yürüyor.
İnsan, şuuraltındaki isyankarla sahtekarı, günahkarla tövbekarı birarada farkediyor.
Benim, hükmeden ve boyun eğen, zulmeden ve acı çeken.
Bunca şiddet kadar onca merhamet de benim eserim.
Minneti nefrete, korkuyu cesarete, zaferi hezimete bulayan benim.
Kundak bezime tıpatıp benziyor kefenim,
hayatım muhteşem ve sefil, mağrur ve rezil, hayasız ve asil.
Ben, hem örs hem çekicim.
İşte bu keşif kolaylaştırıyor yaşamı..
Anlıyorsun ki toplumlar gibi insanlar dakanlı iç savaşlarına borçlu ilerlemesini..

O zaman , iyileri kötülerden ayırmak gibi nafile bir uğraşı bırakıp -başta kendin olmak üzere- insanların içindeki iyiliğin peşine düşüyorsun; kıymet bilmeyi ve-yine başta kendin olmak üzere- herkesi hoş görmeyi
öğreniyorsun.

Tükendikçe pahalanıyor zaman; günler azaldıkça uzuyor. Saçların gibi, seyreldikçe değerleniyor dostların.
Günahları ve zaaflarıyla da övünüyor insanlar;sevapları ve zaferleri kadar.

Önemli değil kaç kez yenildiğin; önemli olan, kaç yenilgiden sonra yeniden doğrulabildiğin.

Bu paramparça ruhlardan, çelişkili duygulardan,çatışmanın açtığı yaralardan mucizevi bir ahenk
çıkıyor ortaya

ki olgunluk diyorlar adına.....

29 Kasım 2010 Pazartesi

I like it baby:)


Face te "beğendi" yapmanın içyüzü:p
Kuzenim olacak canavar sürekli yanımda olduğu için,bu süre içinde elinde kocaman tlf bir yandan face ine bakar bir yandan bana laf yetiştirir. 7/24 orda olmanın manası nedir ne gerek vardır bilemiyorum.Ha bu oranın bekçisi durumu çok fazla insanda var:D
Başka yapacak işleri olmadığına eminim:p Bari maaş bağlasalar yazık..
Neyse kuzinin arada derin susuşları ve ani gülüşleri sayesinde deli olduğu kanaatine varıyorum zaman zaman:p Bazen de telaşla mesaj atmaya başlıyo birilerine eheh koordinasyon felaket!
Çoğu zaman meraklı olan (ya da amacı dışı kullanmaya meyilli desem daha doğru olur)
kesim bellidir, amaçta, o yüzden inatla sevmem face i,ama oyunlarını severim :F
diğer yandan tek iyi yanı kaybetmekten korktuğun uzağa düşmüş arkadaşlarınla iletişimi kopartmamak halidir,aslen bu da birbirine ulaşınca tlf ve msn verdiğin an face ten kopar sadece bir depo olarak kullabilirsiniz.Sevdiğiniz şarkıları şiirleri paylaşabilmek saklamak çok güzel.
Eğer bir blogunuz yoksa:p
Ama şu da var burda yazdığınız her abuk şeyi anında görüp sizi pohpohlayacak bir çevreniz olmaz,edinebilirsiniz de ama çok zaman alır ve emek ister:)
En güzeli daha samimi daha gerçektir her şey..

E ama face bu ufaklıklar için (yaş sınırı yok ama) daha büyük hızla daha kalabalık okuyucu yorumlayıcı kitlesi daha ne olsun?Hele face e resim koymak için çırpınmaları artık ciddi bir hastalık olarak ele alsalar diyorum.
Meşhur pozlar var standart malum,dudaklar büzülür öpücük modu,tepeden çekerler ayaklar görünür kafadan bacaklı organizma modu:p,birbirini öpen kızlar ve kırmızı rujlar moda sanırım bu ara:D
Her zaman koydukları bir resme anında bir sürü beğendi imi gelir (e sms le haber verirler beğen diye gözümle görüyorum:P)Zaten beğendiyi yapıştıranların amacı kendini gösterip hızla arkadaş sayısını şişirmektir çoğunlukla.Resim kimin umurunda? Küçük çocukların oyun parkına dönmüş durumda zaten hızla:)
 Yazılan iletilerinize de hemen üşüşür yorum yazar beğendi yaparlar bunun da amacı aynıdır.
A-maç-sız-lık!
Yapacak ve düşünecek daha sağlam şeylere sahip olmamak.
Zaman ayıracak daha önemsedikleri kimse olmaması hayatlarında.
Bir de eski sevgiliyi takip modları var ki ayrıca yazsam iyi konu olur:)
Ortak arkadaşları bir engeller bi bırakırlar:p, duvarlarına yazar laf sokarlar,profile mutlaka yeni sevgiliyle resim konur,ilişkileri yokken var yazarlar, kesinlikle taze dedikodu bitmez:D
Ha istisnalar vardır.Olmaz mı?
Ama onlar bu saçma kaideleri yıkmaya yetmiyor ne yazık kii:(

28 Kasım 2010 Pazar

Ayyy blog mu ki bu^^



Çok özlemişim bloglamayı:D
Uzun yıllar yazdım çizdim dostlar edindim ama gün geldi bir kalemde silip katliam gerçekleştirdim bloglarımda.
Bir anda tesadüfen düştü aklıma uzun sonu gelmeyen noktalama işaretsiz cümlelerimden şikayet eden biri sayesinde:F
Bir nevi deneme sürüşü olsun bu bakalım yazabilecekmiyim sıkılmadan bişeyler:D
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...