31 Ekim 2011 Pazartesi

Hikayesi olan şarkılarım..


Bugün pazartesi, güne mutsuz başladım bloglara baktım deep in blogunda epey oyalandım o kadar hızlı güncelliyo ki hayran olmamak imkansız en güzeli de hep pozitif o, şarkılar vardı bu sefer dinledim.
Daha ben post u yazarken beğendinse sen de yap demiş hemen^^
Düşüncelerimden acil sıyrılmam gerek, aslında bişeyler anlatacaktım ama yazıyı okurken aklıma gelen şarkılar vardı,onlar da uçup gitmeden yazayım o zaman
MiM konusuna gelirsek,
Şarkılar ve hikayeleri.
Hani bazı şarkılar vardır, ne zaman dinlesen gözünde aynı sahneler canlanır. 

Yaşadığın bir şeyle, tanıdığın biriyle o kadar bağdaştırmışsındır ki, ne zaman duysan hatırlarsın. 
Eskimez o şarkılar, çok özeldir. Bunların 5 tanesini hikayesiyle birlikte yazıyoruz. 

Kulağa gelen müzik tekse de, onu oluşturan notalar farklıdır
der ya Halil Cibran…
Bu benim ya da bizim şarkımız diye özel bir anlam yüklediğiniz şarkıyı öyle sahiplenirsiniz ki başkaları da sahiplenince sinirinizden ölüp rezil ettiklerini düşünebilirsiniz:p
İşte benim bu biçimde çok şarkım var. Müziksiz yaşayamam tutuk bir insan olduğum için duygularımı doğru kelimelerle ifade eden ya da ben yazmışım sanki dediğim çok şarkı var haliyle.Burdan paylaşıyorum zaten sizinle öyküleriyle birlikte çoğu zaman..Onları hariç tutuyorum o zaman çünkü popüler postlarımdalar.
Ben farkettim ki,gönderen yüzünden ve sözlerinin bana hissettirdikleri yüzünden diye ikiye ayrılıyor bende anısı olan şarkılar.
Arkadaşlarım beni yakaladıklarında bunu dinledin mi, biliyomusun veya aha tam senlik şeklinde muhabbetler eşliğinde bana şarkılar gönderirler. Doğaçlama biçimde benim keşfettiklerim de vardır BİRAZ UYU gibi.
Lakin ne gönderdiğim ne tavsiye ettiğim ne ona ithaf ettiğim şarkıların hiçbirini dinlememiş birisi var hayatımda,
Oysa benim için karşımdakinin iç dünyasının yansımasıdır dinlediği şarkı..bu yüzden ne yapar eder mırıldandığı sevdiği şarkıları bile bulup dinlerim defalarca..zıt kutuplar birbirini çeker dimi? bu konuda değil :S
Her tür müziği dinleyebilirim ben sözleri bir anlam ihtiva etmeli ve slow seviyorum daha ağırlıklı..
Neyse, başlayayım bana bir gün telefon edip bir türkü söyledi biri ( Onur Akın ve Yavuz Bingöl harici hiçmi hiç türkü dinlemeyen bana türküleri ,Hakan Yeşilyurt u,Oğuz Aksaç ı sevdirdi :))
işte bu o türkü
1-PİRAYE Aslında bunun daha uzun ve şaşırtıcı bir öyküsü var ama bu kadarını paylaşıcam:) Nazım ın eşi için yazdığı dizeler bunlar bu arada..ve harika bir melodisi var..

2-MACHETE - Нежность
Bu şarkının öyküsüyse uzun..Önce bana bir arkadaşım msn den gönderdi, bana harika şarkılar yollamıştır hep zaten ama bu kez klibi izle dedi:) ve biraz izledim "aa kız bana mı benziyo sanki:F" dedim..ve evet bunun için gönderdim dedi, ben de herkesin görebileceği bi yere astım sonraa asla izlemeyen hani:D İlk defa izlemişti ^^
Ve benim için daha da özel bir hal aldı bu yüzden.Bu şarkıyı ilk defa tumblr imde anlatmıştım linkini verdiğim.
Şimdi de burda devamını anlatmış oldum..sözleri,klibi herşeyi ile bana özel O.o Bu yüzden rica edicem ilk yazdığım yerden sözlerini de okuyup dinleyin hatta izleyin çakma ipekböceğini:p bence ben daha güzelim eheh

3- THE LAST WALTZ Yine size daha önce bahsettiğim benim için çok değerli biri sayesinde ilk defa dinlediğim bir şarkı bu da, film soundtrack larını çok severim ben ve bu da Oldboy un müziklerinden biri..beni dünyadan kopartıp başka diyarlara götürüyo desem abartmış olmam yıllardır mp3 ve tlf umda ve masaüstümde durur.

4-BENİ BENİMLE BIRAK Bu şarkı hakkında fazla bişey yazmak isemiyorum gerçekten böyle hissettiğim anda karşıma çıkan ve birebir beni anlatan,çokta ağlatan bir şarkı...bıkmam imkansız tlf melodim hatta, bununla ilgili bile inanılmaz bir tesadüf var ama dediğim gibi..uzun hikaye:)

5-Birkaç şarkı birden yazıcam öykülerinden bahsetmeden,aslında var elbette ama..uzatmayayım..
ruhuma dokunan diyeyim dinlemelisiniz bu zamana kadar dinlemedinizse büyük kayıp zaten hepsi.
SENİN ŞARKIN-Feridun Düzağaç
Sen yaralarsın..yaralarımı da sararsın hem öldürüsün hem hayata bağlarsın...
BİTERKEN HER ŞEY-Feridun Düzağaç
İlk şarkı buna cevap olarak verilmiştir tarafımdan..ona göre:)
Kalemimde anlam ve kağıdım biterken
Neden, neden sen?
Sen kimsin
Yıllardır şarkılarıma sığmayan
Sen kimsin bana sağır
Çağırdıkça kaybolan
Beni oyuncaksız bir çocuk gibi
Kalbi kırık koyan
Gözü yaşlı koyan
Durulmuşken süt liman
Yine yeni baştan...
HER NEYSE-Redd
Her neyse işte özledim seni ...o kadar...
EKSİK BİR ŞEY Mİ VAR?-Ezginin Günlüğü
Ağlayabilirim her dinlediğimde..özellikle "arka koltukta unutulmuş gibi.." ve
"terliklerimle gelsem sana,sonunda aşkı bulmuş gibi" satırlarında..
bu son iki şarkıyı da 3.sıradaki şarkıyı bana kazandıran kişiden duydum ilk defa.

6-DANCER ENCORE

Biri bana dur demedikçe devam edebilirim yerli yabancı bir çok şarkıyla
burda bir nokta koyayım,teşekkür ederim bu güzel mim için:)
Ben de  profösör ,enk ve   elmyraucuc umu mimliyorum:D

29 Ekim 2011 Cumartesi

Enkaz altında insanlık..umutlar..

Dürüst olalım kafamız çok karışık:

Bir süre yazmadım..Şehitlerimiz için yazacak tek söz bulamadım :( sürekli bir hal aldığı için isyan etmek istiyodum sadece ve huzur içinde yatmayacaklarını biliyorum bu iç savaş sona ermedikçe..
Blogumda politik görüşüme, etnik kökenime, inancıma  vs yer vermek istemiyorum ayrımcılık algılanmaması için.Çok hassas ve bazen bizi ikilemlere sürükleyen konular bunlar. Nedense her konuda çemkirmeye hazır ya da alınmaya hazır bi kitle var..
Ama yıllar süren bir kaos ve kesitler var beynimde..Bu ara patlak veren ard arda gelen kötü olaylar korkutuyor beni geleceğimiz adına. Hayatta en çok istediğim şey bir erkek çocuk, peki ne kadar benimle kalacak? Takdir i ilahi demesin kimse lütfen:(

Ermeniler, rum göçmenleri, çerkezler, zazalar, gürcüler,kürtler vardı çevremde büyürken ve ailem tarafından bu biçimde isimlendirilediklerini bile görmedim ben. Benim ailem asla ayrım yapmadı..Din,dil,ırk hakkında.
Ben Türk üm, marmaralı..öyle ki ailemizde nikah yoluyla dahi doğulu kimseyle evlenmiş veya melez bile yok. Ama asla ırkçılıkta yok. Kimse seviyorum deyip sevdiğinden ayırtılmadı..
İlk nefret söylemi ve "biz" sözünü bir öğretmenden işittim ben. Bir ilkokul öğretmeni, çocuklar yetiştiriyordu..
Devletmize hizmet ediyordu. Yan dairemize taşınmışlardı. Çok güzel bir oğlu vardı ve adı Dersim di. Onlara gelen üniversite öğrencileri benim yarı anlamadığım bi dilde konuşur organize olur giderlerdi, anlamazdım..
Bir gün Fatma abla, sen öğretmensin diye mi Dersim ismi bunun dedim gülerek ve evet diyeceğinden emin.
Küçük ellerim sımsıkı tutmuştu minik ellerini Dersim in sevgiyle,o da uzun kirpikli kapkara gözleriyle gülüyodu beni görünce,kardeşimdi o benim!

28 Ekim 2011 Cuma

Soğudum..


"Senden soğudum elimde değil zamanla seni arkadaş olarak görebilirim belki o zaman düzelirim" dedi bana...
Daha önce zaten arkadaşız sandığım çok iyi anlaştığım,çok gevezelik edip güldüğüm
bir çok şey paylaştığım bir erkek arkadaşım..kanka derler ya,öyle gibi. Şok oldum toparlanamıyorum.
Çok erkek arkadaşım yok bu tarif ettiğim biçimde ve mesafeli bir insanım ben tarz olarak öyle yüz göz olmam benim tabirimle flörtöz davranışlar içine girmem.
Nasıl anlatayım karşımdakinin kafasında "acaba benden hoşlanıyor mu" düşüncesi yaratmamak için elimden geleni yaparım-bilinçli değil ama özetle böyle..
Bu yüzden bana arkadaşça yaklaşıp sonra bozulan ve uzaklaşan çok dost"!" gördüm..paranoyak değilim hani.
Tarif edilir mi bu bilemedim şimdi. Biri kafamda ne ise başta ileride de odur değişmez yeri kolay kolay.
Ve sadece bu arkadaşımın yanında kendimi rahat hissetmişimdir acaba beni yanlış anlar mı dememişimdir ve ben de onun için demedim..göremedim belki de kendi beynime verdiğim komuttan dolayı.
Yeni değil en az 3 yıllık bir arkadaşlıktan bahsediyorum.
Ama yerine kolay kolay kimseyi koyamayacağım, yokluğunu hissedecek kadar çok sevdiğim alıştığım biri.
Çok sık zaman ayıramasam da görüştüğümüz zaman  aniden ona bişey sormak, şuna baksana demek, heyecanla gülerek anlatmak ve bi şarkıyı bile paylaşmak için ( yakaladığında hemen şarkı gönderirdi ya da benden isterdi bi aresi kuramadığı için)
şimdi beni yeniden şekillendirmesini beklemeliyim :(  yanlış duymuyosun beni..
Ne yani şimdi format atıp ipek i masaüstünden alıp d diskine mi atıcak ki:S 
Bir daha asla eskisi gibi olmayacakmıyız? Ben mesafeli olmak zorunda kalıcam o ise hep kırgın ve kızgın olduğunu söyledi beni her gördüğünde..çok dokundu ama duymazdan geldim.
Böyle bişey hiç başıma gelmemişti..daha farklısı gelmişti çoook eskiden (onu da bir gün anlatırım)
Yaklaşık bir hafta önce bana patladı ama daha önce çok konuda kavga etmişliğimiz küser gibi olmuşluğumuz var yine öyle sandım konu bambaşka da olsa. Birden anlayamadığım bir öfkeyle bişeyler dedi ve gitti.
Anlam veremedim, sen ne düşündüğünü söylemeden nasıl bilebilirdim e sen benim arkadaşım değilmisin.. dediğimde cevap bile veremedi sustu.
Zamanında içinde tuttuklarına,söylemediklerineydi asıl öfkesi 
bana değil.. o an anlayamadım..
Ellerinizin arasından kayıp gitmeden farketmezmisiniz sizin için değerli olan şeyleri?

14 Ekim 2011 Cuma

Başlık bulamadım İSYAAANNN olsun mu:(


İçim dolup dolup boşalıyo bugün..
Resmen içim içime sığmıyo , bir an patlamak konuşmak istiyorum sonra yine yerini büyük bi küskünlük sessizlik alıyo her zamanki gibi...

O kadar aciz o kadar karasız o kadar direnç içindeyim ki..kendimle savaşım sürekli..kendimi kan revan içinde bırakıyorum.
Yalnızca kendimle başbaşa kaldığımda dökülüyo doğru kelimeler ağzımdan o zaman da hiçkimse duymuyo?
Oysa duysalar,anlayacaklar belki ama benim asıl küskünlüğüm beni birşey açıklamadan söylemeden de tanıyor olmalarını ummam karşımdakilerin:(

Umursanmıyorum..çabuk harcanıyorum ve nedense hep benden bekleniyor ilk hareket bir gerginlik soğukluk anında.
Oysa o kıvılcımı ben çıkartmadım? Yangın haline gelmeden söndürmeye çalıştım daha ne yapabilirdim?

Ya da hani ufacık bi ışık yaktıklarında kocaman bir haksızlığa rağmen, hemen koşmamı bekliyorlar ya o minik ışığa koşan minik böcekler gibi..yapamıyorum bazen..
Oysa bazı şeyleri telafi etmek o kadar basit değil..daha çok çaba görmek istiyorum belki,gözden bu kadar çabuk çıkartılmadığımı görmek..olmuyo..
"Neden ?" diye sorduğum an cevap istiyorum keskin ve net! yok veremeyecek kıvırıcaksanız kelimeleri azıcık özenli seçin dimi,imkansız..ama benim ağzımdan öfkeyle bi kelime çıksa bedelini öde öde bitiremem.
En azından "keşke öyle yapmasaydım ya kusura bakma" gibi dürüst bi cevap bekliyorum hakkım değil mi
ama asla pişman değil kimse söylediği ya da yaptığından inanamıyorum:(

Ve günbegün, her saat, bir kere daha anlıyorum ki benim verdiğim değer bana biçilmemiş ve yapabileceğim hiçbişey yok...eriyor içim gözlerim dolup boşalıyor istem dışı.
Çok sevdiğim insanları böyle giderse tamamen kaydeceğimi düşünmek çok acı veriyor bana..yine ben alttan alsam hemen kucaklarını açarlar biliyorum ama unutamıyorum içimde tortusu kalıyo olmadık anda patlak veriyo buna değer mi? kendimi güvende his-se-de-mi-yo-rum! bu yüzden işte

Hangi dala tutunsam elimde mi kalacak ömrüm boyu merak ediyorum, hep benden beklentiler olmadığı,
 "sen neden" diye başlayan cümleler duymadığım gün ne zaman gelecek?

Hiçbişey yokmuş gibi davranmaktan,içim ağlarken gülmekten renk vermeyince de ruhsuz sanılmaktan bıktım artık:/



Aret Vartanyan ın /Bin Yüz Bir İnsan kitabındanmış bu satırlar:

Sana ya da başkalarına göre,eksikliklerin,yanlışların,pişmanlıkların,defoların,günahların olabilir.
İnsanız ve ölü değilsen elbetteki bunlar olacak.
İnsanın koşullarını,yaşamın ona neler getirdiğini bilmeden doğru ya da yanlış diyemezsin, yargılayamazsın.
Benim dünyamda bunların önemi yok.
Benim için bunların ardında ne olduğu önemli.
Maskelerinin,rollerinin ardında ne var?
Yüreğinde neler var?
Binlerce kez yaşadım.
Bir insana gerçekten sarıldığında,maskesiz yaklaştığında sayısız güzellik buldum.
Yaptıkların,kim olduğun değil,
NE olduğun önemli..

8 Ekim 2011 Cumartesi

ZIT KUTUPLAR

Hani çok duyduğumuz sözlerdendir aslında bir yanımız bu söze hiçte inanmaz ya,
"zıt kutuplar birbirini çekermiş"
Başta bu sizde merak uyandırabilir,endişe uyandırabilir yakınlardaysa:p, sonuçta şu bir gerçek ki size benzemeyen insanlar ilginizi çeker,karşıdan izlemek hoşunuza gidebilir.
Dilerseniz içine de girip bakabilirsiniz bir biçimde ama bu zıtlıklar zamanla yollarınızı ayırmanıza sebep olabilir,eğer ki siz "hmm farklı pencereden demek böyle görünüyor" diye kale alıp,değer vermez ve karşınızdakinin fikrine katılmasanız bile saygı duymayı beceremezseniz karşılıklı bu işler yürümez.
Bazen "doğru tektir" desek bile sizin hiç düşünmediğiniz biçimde bir bakış açısı daha iyi anlamanıza sebep olur karşılaştığınız olayları.İyi gelir..objektifse hele diğer göz, tadından yenmez..
Farklılıklar derken başkasına zarar verecek ,art niyetli zıtlıklar değil anlatmak istediğim,dostluk,arkadaşlık..sevgi kısaca:)
Yoksa ben de biliyorum her ortamda uzattığınız her eli çevirmekle kalmayıp sizi aşağı çeken insanlar var.

İnsanların birbirine güvenmesinin çok zor olduğu, her davranışın ucunda acaba bir beklenti yada menfaat mi var diye zaman zaman korkuya kapıldığı bir toplumda yaşamak zorundayız..
Kötü örneklerden ele alındığı zaman her şey insana zarar verebilir korkusu yerleşiyor içimize..Haklı olarak diyemiyorum çünkü ben buna çok karşıyım aklım almıyor.Tanrı irade vermiş değil mi,bir de beyin değişik kapasitelerde..
Daha fazla değildir  aldığınız risk ,siz ne niyetle amaçla kullanıyosunuz ?
Bunu ayırd etme yeteneğinden mahrum olmanızdır size zarar verebilecek tek şey hayatta..
Bazen de şanslıysanız ve seçiciyseniz size nefes kadar yakın olanlarda bulamadığınız yakınlığı karşılık beklemeden sevgiyle sunar size biri,düştüm sanarken tutar ellelerinizi..Bir yabancıya anlatmak istersiniz içinizdekileri tarafsızdır çünkü diğerine gidip yetiştirir mi ya da ileride aleyhinize kullanır mı endişesi sizi yorsun istemezsiniz. zaten bu kendi duygularınızı özgürce sansürsüz anlatmanıza engel olur..
Ve paha biçilmez arkadaşlıklara sahip olursunuz ömürlük, çevrenize dahil olmayan hatta sizden çok farklı insanlarla.Kumda bir inci tanesidir o derece nadir ve değerli..

Ayrı şehirlerdeyiz..
Apayrı dünyalardayız..
Ayrı zevklere, yaşam biçimine sahibiz:)

Uçuçböceğim var benim,
Ortak yanlarımız da var çokça..bir o kadar zıtlıklarımız
Aşırı duygusalız,alınganız, yer yer yaralıyız hayattan..iyi niyetimizden çok zarar görmüşlüğümüz kazık yemişliğimiz var mesela..
Çok konuşuruz keyfimiz yerindeyse, çok güleriz, çabuk kavgaya tutuşur ama küsemeyiz,birbirimizin kalbinden eminizdir çünkü..
Aniden pırrr diye parlayan da her daim tüm şefkatiyle beni kucaklayıp yumuşacık cümlelerle gözyaşımı silen de odur..dinleriz biz birbirimizi saramasak ta yaralarımızı paylaşır hafifletiriz yükümüzü.aslen ihtiyacımız olan
 "hepsi geçecek her şey çok güzel olacak gör bak" tır belki de:) ama böyle de gerçekçidir uçuç:

Msn de çocukça bi mutluluğa gülme krizine kapılırız smileyler görünse de sıralasak ama en çok lol der uçuç^^

Kahve severiz, illa ki sturbucks..ben alkol sevmem o sever:p
Ben evde kedi sevmem o sever bir de besler O.o
İçimdeki hayvanseveri uyandırır kedileriyle sarmaş dolaşken resimlerini atıp:)


Kola severiz,Duman severiz:p ama hangi dumanı?

5 Ekim 2011 Çarşamba

Kendini Yaşamak, Başkaları Adına Yaşamaktan Vazgeçmekle Başlar


Hiçbir şey için asla çok geç değildir
ya da benim durumumda, istediğin kişi olmak için çok erken değil.
Zaman sınırı yoktur,istediğin zaman başlayabilirsin.
Değişebilir ya da aynı kalabilirsin.
Bunun bir kuralı yoktur.
 En iyisini ya da en kötüsünü yapabiliriz.
Umarım,sen en... iyisini yaparsın.
Umarım,seni şaşırtacak şeyler yaşarsın.
Umarım,daha önce hiç hissetmediğin şeyler hissedersin.
Umarım,değişik bakış açıları olan insanlarla tanışırsın.
Umarım, gurur duyacağın bir hayatın olur.
                  Öyle olmadığını anlarsan...
                                  Umarım, en baştan başlayacak gücü bulursun."

3 Ekim 2011 Pazartesi

Wedding Time!!

Deeptone mim yollamış hem de 2 tane,yer değiştirdim ama 2.mim bir alt postta:)

nasıl bir evlilik hazırlığı ve töreni isterdin diye mimlemiş beni deep o evlenme teklifinden başlamış diyebilirim ama diğer yazan arkadaşlara bi göz attım aslen konu:
Hayalimizdeki evlilik merasimini baştan sona anlatmak.
Yani yaz yaz bitmez belki de:)
Şöyle ki,birkaç yıl öncesine kadar huzurumu asla kimse bozamaz, halimden çok memnunum deyip evlilik lafının e sini ettirmeyen ben, son 1-2 yıldır iç çekerken,düşünürken hatta paniklerken ve korkarken
buluyorum kendimi açıkçası..
Herşeyin bir zamanı var hazır olmak gerekiyor tam anlamıyla bu çok büyük bir sorumluluk elbette ama ben evlenmiş olmak için,aile hatırı için, ya da yepyeni bir çevre ve statü için evlenenlere ağzımı bir karış açıp bakar bir de elimde olsa tükürürüm..:D
Sevdiğinle aynı evde yaşama ve kendine ait bir hayatın olması inanılmaz bişey..
En başta bu gönül işi size bunları hayal ettirme gücüne sahip olan sadece sevgi dolu bir  kalp..bende öyle oldu herkeste öyle olmalı diye düşünüyorum bilmem yanlışmıyım?
Kimse aksini kabul etmese de bakar bakmaz anlarsınız bazılarının gözlerindeki olmayan parıltıyı ya da kar zarar tablolarını değil mi?
Bir ömrü birlikte geçireceğinize beraber yaşlanacağınıza ve o yolları omuz omuza katederken yolda kalmayacağınıza inancınız tam mı, çirkinleşse de,fakirleşse de,hastalansa da?
En hassas olduğum konuysa ihanet, ona güvenle sarılabiliyormusunuz ne olursa olsun gözünüz arkada değil mi, ona bir hayat emanet edeceksiniz ve bir yuva..işte bu dünyalara bedel.
Neyse daha da derinlere dalmadan o zaman gönül rahatlığıyla hayallerimizdeki-aslında çokta uzak olmayan düğüne dalalım:
Teklif konusuna kısaca girmek gerekirse romantik bir yemekte mumlar ve şarapla asla istemiyorum.
Körfez turunda veya ada vapurunda martılara simit atarken istiyorum mesela hatta bunun hayalini çok kurduk..
Uzun nişanlılıklardan nefret ederim hemen hazırlıklar başlamalı..

Benim hayalimde, yani ailelerin mürüvvet ve görkemli düğün beklentilerine göğüs germek mümkünse,sade
ve samimi bir tören var zaten hepsi bu.
Eğer mümkünse bahçe içinde çimlerde yalınayak oynayabileceğimiz ailece yemek yiyebileceğimiz bir kır düğünü ne güzel olur mesela..
Ya da sade bir nikah ardından ailelerimizle yenecek bir yemek ..asıl istediğim bu, hemen ardından salondan balayına kaçmak mesela :)
Hatta deniz kıyısında kumlara basa basa evet diyeceğimiz kaçak bi nikah^^
Sadece hatırladıkça gülümseyeceğimiz anılar,ailelerimiz ve dostlarımız yanımızada olsun yeter
Gelinlik konusuna gelince,kabarık olmasın,straplez asla olmasın bence model değil çünkü:p
rahat hareket etmeli oynayabilmeliyim içinde kukla gibi duracağım bişey istemiyorum yoksa gidip eşofman giyebilirim hahaha:D beyaz spor ayakkabılarım mutlaka düğünün bir yerlerinde şık ayakkabılarımın yerine geçecektir kesin o derece rahatıma düşkünüm yani..
Kırık beyaz fransız danetlleri ile nostaljik bi elbise tarzı ve kep olabilir, şöyle mesela ,saçları da aynen istediğim gibi doğal bukleli,minik çiçeklerle incilerle süslenebilir

hatta azıcıkta kısa ve marjınal olsun bu fotoyu hep saklarım ayakkabı ve saç aksesuarı özellikle bana göre

 ayakkabılar onlar olamazsa:




Atladığım bişey kalmışsa hatırlatın ha gelin çiçeği:
Ha unutmadan ben de missbone u,arya mı,crazywomen i bir de elifi mimledim:D
Kaldı mı başka bekar ahah

İngiltere'de gelin ve damatların düğünlerinde ilk dans için seçtiği klasikleşmiş 10 şarkının listesi yayımlanmış
Listedeki şarkılar ve bu şarkıları seslendiren şarkıcı ve topluluklar şöyle:
Benim favorimse listeden olmalıysa belli sözleri ve melodisiyle açık ara;)
ve bu Love love me do <3
1- Amazed (Lonestar)
2- Everything I Do (Bryan Adams)
3- Angels (Robbie Willams)
4- You're Beautiful (James Blunt)
5- Don't Want to Miss A Thing (Aerosmith)
6- Still The One (Shania Twain)
7- Truly-Madly-Deeply (Savage Garden)
8- Have I Told You Lately (Van Morrison)
9- From This Moment On (Shania Twain)

Lüküs Hayat

Hayattaki en büyük lükslerimiz
Bir günde 2 post yazdığım görülmemiştir haftada 1 hatta 3 ayda bir yazan biri olarak kendi rekorumu kırıyorum şu anda bu benim adıma bi lüks:)
Lüks deyince sadece yapabildiklerimiz mi,yapamadığımız bu bana lüks dediklerimizi de eklesek mi bilemedim ama kişiselleştirebilmek adına bu kez deep harici okumadım diğer mimlenenleri.
Çünkü lüks kişiye göre değişebilen bir değer,paranın satın alıp size sağlayabileceklerinden daha öte olabilir bu yüzden.Önemli olan da bunları paylaşmaktır sanırım..

Aklıma gelen ilk şeyse şu oldu izleyelim:)

Şimdi,benim için kendime ayırdığım ve kimseyle paylaşmadığım,ne yapacağımı şaşırdığım zaman dilimleri lüks..
Genelde bölünür çünkü ya da planladıklarımı (hani boş zamanım olsun şunu yapardım dersiniz ya)yapamam yada tadına varamadan sona erer.
Tatilleri çok severim bu yüzden işte.Plajda saatlerce amaçsızca şemiye altında yatmaktır göze görünen ama aslen ben orda saatlerce kitap,dergi,bilimum uykusuz türü okurum,mp3 kulağımdan hiç çıkmaz denize bile girmeye yeltenirim o derece:)
Bu vesileyle bilmem kaç defa dinlediğim şarkıları yeniden keşfederim hiç duymadığım dizeleri keşfederim..
Yalnız bu yaz yabancı turistler kitapları tablette okuyolardı acaip hoşuma gitti tam lüküs hayattı yani,çokta imkansız bir hayal değil tamam ama ben mesela kıyamam plaja götürmeye teleonum bile eksiyo diye acıyıp en ucuz mp3 üm hangisi ise onu alıp gidiyorum ben plaja o derece malım kıymetli ^^
Alışverişi severim her dişi gibi (kadın-bayan tarışmasından gına geldi)

Önce ihtiyacım olana yönelirim müsrif değilim gurur duyarım bununla ve çok zaman harcamayı da sevmem alışverişe herşeyi denemem ,gezeceğim varsa dolaşırım ama adım başı starbucks a otururum sıcak soğuk farketmez tam bir kahve tiryakisiyim ben:D ama heryerde aynı sefayı süremiyorum bi lüksüm de bu oluversin..

Sonraa yeni bir telefon, mp3 ama illaki yeni bi çanta almak beni havalara uçurur küçük bi çocuğun bayramlıklarını kucaklaması gibi gözümün önünde tutmak isterim:D
Alışverişe gidip kendime özel ayırdığım zamanlar vardır kafama göre kombinler yaparım,indirimleri denk getirirm enayi gibi kazık yemem sezon başında indirime giriyor artık zaten sonu diye bişey yok.
Araba kullanmayı kim sevmez,karışan olmadan hatta kendim de nereye gideceğimi kesiremeden yollara düşmek benim için lüks,hatta o kadar ki arabam olmasına rağmen bunu hiç yapamadım:/
 Yemek yapmak sevdiklerimin en sevdiği yemekleri ve sofralar donatmak zevktir benim için dolayısıyla lükstür bal gibi XD
Evimin dekorasyonunu değiştirecek küçük ayrıntılar beni mutlu eder, mumlar ve tütsümü yakıp sakin sakin keyini sürmek bile lükstür benim için:)
Yani müzik,mum,slow bir müzik benim için yeterlidir akşamları..ama paylaşacak biri olunca yanımda daha değerli olacaklar (bkz:1 önceki post)
Ve olmazsa olmazım dizüstü bilgisayarım ve kulaklıklarım bir de şunu unutmuşum olmazsa olmazlarımdan biri de çay ve simit:D


Bu sefer Alya anlatsın bakalım lüks ne demek onun için:D
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...