24 Mart 2014 Pazartesi

Eğer..


Ateşim yükselirse su içir, 
Korkunç rüyalar görürsem 
Sarılabileceğim kadar yer ayır kendine. 
Işığı hep açık tut. 
Üşürsem üstümü ört. 
Hikayeni anlat ben uykuya dalana kadar.
— Umay Umay

12 Mart 2014 Çarşamba

En kalın kabuk bağlamış vicdanları bile kanatıp gittin çocuk..

Bakın "pis rumlar" dediklerinize. Elin gavuru dediğiniz adamlara bakın da müslümanlığınızdan utanın.
 Alexandros Grigoropoulos. Berkin ile aynı yaşta.
Alex Yunanistan'da doğdu.
2008 yılındaki eyleme katıldı. 15 yaşındaydı. Polis vurdu ve öldü.Yazının sonunda biraz daha bilgi mevcut.

Berkin'e neler olduğunu yazmaya gerek bile duymuyorum, hepimiz biliyoruz, nefesimizi tuttuk ,umut ettik, dua ettik,
ama bu sabah yüreğimize oturmuş koca bir taşla uyandık ve böyle bitirdik günü..utanç günü..insanlık ve barış adına bir fidan daha öldü. En çok "su testisi su yolunda kırıldı" ve "evleri Okmeydanı'nda ,Taksim'de en işi vardı" diyenlere ciğeriniz yansın dedim can-ı gönülden, bi çocuk, çocuktan bahsediyosunuz kansızlar!
Alex'inse  öyküsünün sonrası Berkin'le aynı değil...
  • Yunanistan Başbakanı özür diledi.
  • Yunanistan İçişleri Bakanı istifa etti.
  • Atina Valisi gereksiz açıklamada bulunmadı, öldüren polisi adalete teslim etti.
  • Polis kasten adam öldürmekten yargılandı.
  • Avukatları polisi savunmak istemedi.
  • Polis ömür boyu hapse mahkum edildi.


Berkin'e iyi bak Alex...
Biz burada Berkin'in katilini bile bulamadık.






bkz: 7 aralık 2008 yunanistan olayları)
halka dayatılan egemen gücün bir yaptırımıdır. 
genç yaşta polis tarafından 2 el ateş ederek öldürülmesinden  sonra orta okul, lise, üniversite öğrencileri başta olmak üzere atina vatandaşları devlete bağlı hangi kurum varsa duvarlarını sprey ile devlet karşıtı yazılar yazarak yakıp yıkmışlardır. 
ayrıca alexis için yürüyüşe katılan liselilerin dağıttıkları "biz sizin çocuklarınınız" adlı bildiride şöyle sesleniyorlardı anne ve babalara:

“biz sizin çocuklarınızız. daha iyi bir dünya istiyoruz, bize yardım edin. yüzü maskeli terörist değiliz, hem bilinen hem tanınmayanız, sizin çocuklarınızız, bilinen, bilinmeyen. rüyalarımız var, onları öldürmeyin. hatırlayın, siz de bir zamanlar gençtiniz, şimdi para peşinde koşuyorsunuz, sadece vitrini süslemekle meşgulsünüz, şişmanladınız, kelleştiniz, unuttunuz. bizi desteklersiniz zannettik, bize ilgi gösterir, bu kez bir defa olsun bizimle övünürsünüz zannettik, boşunaymış. sahte yaşamlar sürdürüyorsunuz, başınızı eğdiniz, pantolonlarınızı indirdiniz, ölüm gününü bekliyorsunuz, hayal kurmuyor, aşık olmuyor, yaratmıyorsunuz. yaptığınız tek iş almak ve satmak. her yerde madde var, hiçbir yerde aşk yok, hakikat yok. anneler babalar nerede, sanatçılar nerede, neden bizi korumak için çıkmıyorlar dışarı. bizi öldürüyorlar, yardım edin. biz sizin çocuklarınızız” yunanistan’da şiddet eylemleri yapanlar daha çok 14-16 yaş arasındakiler. “peki ne istiyorsunuz?” sorusuna verilen yanıt genellikle, “yaşamı değiştirmek, bizden çalınan yaşamımızın bize iade edilmesi”. “biz sizin çocuklarınızız” diye başlayan bir metin kaleme almışlar. bunu polis kurşunu ile ölen alexis’in cenaze töreninin ertesi günü liseliler yürüyüş sırasında dağıtıyorlarmış. sonra altında bir de not var bu metnin “daha fazla göz yaşartıcı bomba atmayın, biz zaten yeteri kadar ağlıyoruz."


kaynak:uludağ sözlük

11 Mart 2014 Salı

Tanrım, beni yavaşlat!


TANRIM, beni yavaşlat.


Aklımı sakinleştirerek, kalbimi dinlendir.

Zamanın sonsuzluğunu göstererek, bu telaşlı hızımı dengele.

Günün karmaşası içinde, bana, sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükûnetini ver.
Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belliğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür.
Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol.

Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret. 

Bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kedi okşayabilmek için durmayı, 
güzel bir  kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret.

Her gün bana kaplumbağa ve tavşan masalını hatırlat.
Hatırlat ki, yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı artırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim.

Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla.
Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması, yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır.

Beni yavaşlat Tanrım ve 
köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et.
Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlam olarak yükseleyim.

Ve hepsinden önemlisi...

Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, 
değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmek için sabır, 
ikisi arasındaki farkı bilmek için akıl 
ve beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak dostlar ver..

1 Mart 2014 Cumartesi

Mutlaka izlemelisiniz, muhteşem!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...