21 Kasım 2015 Cumartesi

Yazmak mutsuzluktur, mutlu insan yazmaz!

İlhan Berk “Yazmak mutsuzluktur, mutlu insan yazmaz” demiş, herkeste böyle olmayabilir ama bende kesinlikle böyle. Benim kalemim yalnızlık ve hayal kırıklığına banıp o kan rengini alıp yazıyor sadece sanırım... Tamamen güvende ve mutlu olduğumu iliklerime kadar hissetmem de zaman alıyor benim.Ya geçmişteki şahit olduğum, gördüğüm, duyduğum, yaşadığım yanılgılardandır ya kaybetme korkumdan bilinmez.. Sizi dünyanın en değerli insanı da hissettiren, en değersiz çöpü de hissettiren aynı kişidir bazen de,aynı gövdede iki insan gibi, birini yazamadan yaşayıp tadına varamadan çikolatanın üzerine zamansız su içer gibi diğeri gelir ve tadınızı kaçırır, hangisini anlatmak zordur ? Hangisini kendinize saklamak hangisine isyan etmek istersiniz? Öfkeliyken yazan çizen anında yedi düvele duyuran yerden yere vuran birinin amacı nedir ,
ne olabilir, kişiye göre yorumu değişse de, kendisi bunu çatır çatır yapar hak görürken başkasının duygularını ifade edişini/ ya da etmeyişini eleştiriyorsa bu adil olamayan tutum zaten yeterince açıktır. Hoşgörüsüzlüğün ve empati yoksunluğunun yıktığı düzen ve gereksiz baskı çok şeyin sonunu getirmiştir. Bir tek cümleyi kaç defa açabilirsiniz, sabrınız ne kadarına yeter? Tahammül edemediğiniz bam telinize ve kişiliğinize hasar veren sözcükler vardır kaç kere kulak ardı edebilirsiniz? Sizin tek cümlenizi yerden yere vuran uzun uzun açıklamanıza ikna olmuyorsa hayal gücüyle baş başa bırakın kendi ruhunun yansımasıdır görmek istediği, başedemezsiniz! Kim kime nasıl bir hak veriyor olabilir en çok merak ettiğim de bu? Hiç birine al beni yerden yere vur dediniz mi?

İçimizi "anonim" olarak dökmek için açtık bu blogları, zamanla güvendiğimiz, kalbimizi açtığımız insanlara da adres verdik bizi anlasınlar, tanısınlar ya da herhangi bir konuda fikrimizi okusunlar diye çeşitli sebeplerle. Bazen de serzeniştir içten içe.. Sadece kendi kendimizle konuşmaktan ibarettir bazen bazı postlar. O zehir yazarak akar gider zannederiz.

Sonra size onu neden yazdın bunu neden yazmadın şunu kime yazdın denildiği an,satılarda kendini aramaya başladıysa birileri, anonim olmakta ne kadar haklı olduğunuz ve olamadığınızda sizden beklenenler, size yapılan anlayışsızlık ve baskılar sizi yazmaktan soğutur hayattan soğuttuğu gibi. Ama en kötüsü kalbin soğumasıdır...Donmuş bir kalbi ısıtmanız bazen imkansızdır ne yazık ki. Diğer en kötü şeyse artık içinizi dökecek hiçbir mecra kalmamıştır size.

An itibarıyla duygularımı ifade etmeye çalışmaktan, kendi kendime hohlayıp donmak üzere olan motoru çalıştırmaya çalışmaktan, yazmaktan ve şeffaf olmaktan vazgeçiyorum!

Kontağı kapatıyorum. Duygularım da isyanlarım da bana kalsın. Ben bıktım yorum yapmaktan , bıktım söyleyip anlaşılmamaktan! Sözde özgürlüğüme müdahele edilmesinden, bıktım!

Yaptığımızı aynen sürdürürsek, aldığımız sonuçlar hep aynı kalır.Deliliğin bir diğer tanımı “aynı” şeyleri yapmaya devam edip, değişik sonuçlar beklemektir.

Bu da bir alıntı evet, ve ben bunu bu saniyeden itibaren görebileceğim her yere yazıp yapıştıracağım,  deliyim evet ama aynı umudu besleyip aynı sonuçları almamak için yapabileceğim
tek doğru şey bu.
  .

Son olarak, eğer kendinizi illa biriyle kıyaslamak istiyorsanız, kendinizle yapın bunu. 
Eski ben ve şimdiki ben şeklinde. Birini anılarıyla beraber kabullenmeyi hazmedemiyorsanız, uzak durun en baştan ve kendiniz kadar kusursuz, tertemiz (!) birini bulun lütfen. Yaşanan her şey tecrübedir, bazen kaderdir, bazen seçimdir ama biten bitmiştir.
Ve kimsenin geçmiş iyi veya kötü gününü, tercihini, hatasını (hele de pişmanlığını)
vurmayın tokat gibi yüzüne.
Yoksa inanın bir gün bunun acısını en derininizde siz de hissedersiniz.

16 Kasım 2015 Pazartesi

Anlatayım bayım...

Peşimde olan onca insan arasından, üstelik hiçbir karşılık beklemeden 
neden seni sevdiğimi anlamaya çalışıyorsun değil mi. 
Anlatayım. 
Sen bana hiçbir zaman aşık olmayacaksın güzel adam. 

Seninle hiçbir zaman gittiğimiz her şehirde -mutlaka- sevişmeyeceğiz. 
Seninle başka şehirlere gitmeyeceğiz bile. 
Sen gecenin bir yarısı uyanıp nefes alıyor muyum diye kontrol etmeyeceksin beni. 
Çoğunlukla sarhoş halde sızacaksın yanımda. 
Makine durmadan uykuya dalarsam, sen kalkıp buruşmadan asmayacaksın çamaşırları. 
Ütü yapmayı bilmediğimden haberin bile olmayacak belki. 
Faturaları sen takip etmeyeceksin. 
Bizim asla bir evimiz olmayacak ki..

Biz hiçbir zaman, ”Biz” olmayacağız ki.
Sen benim gözlerimde tek olmak istemeyeceksin mesela hiç. 

Büyük ihtimalle gözlerime öyle çok fazla da bakmayacaksın zaten. 
Senin gözlerinde bir başkası olacak çünkü her zaman. 
Sen benim en zayıf yanlarımı hiç bilmeyeceksin. 

Hep makyajlı göreceksin beni. 
Sabah olunca o tuhaf sessizlik olmadan kendi evime gideceğim ben hep. 
Hasta olduğumda sümükten örümcek ağı tutmuş iğrenç burnumdan haberin bile olmayacak. 
Saçlarım hep temiz olacak senin yanında. 
Küfür kıyamet ağzımın arkasında gizlediğim, bir kedi öldü diye saatlerce ağlayan 
küçük kızı göremeyeceksin sen hiç. 
Her işime sen koşmayacaksın. 

Benim gözlerim yanmasın diye kıyamayıp soğanları sen doğramayacaksın. 
Sana alışmayacağım. 
Bir anda gitsen, ben, sen olmadan ne yapacağımı bilemiyor olmayacağım hiçbir zaman.
Aslında sen, bana hiç gelmeyeceksin bile. 

Benim olmayacaksın asla. 
Canımı yakamayacaksın benim hiç. 
İçime işleyip, her şeyim olup, sonunda beni bir piç gibi ortada bırakıp gitmeyeceksin işte!
Zor olduğun için seni sevdiğimi sanıyorsun değil mi? 

Ben seni -imkansız- olduğun için, beni bir kez daha öldüremeyeceğini bildiğim için seviyorum.


Ruhumdaki rüya yakalayıcılar artık bir işe yaramıyor, başlayan her yeni gün kabus. 

Çıkıp yastığımın altından başlıyorlar boğazımı sarmaya ve gün boyu devam ediyor atak atak.

Sen, bunların hiçbirini bilmiyorsun.

Sen, bunları bilmek için fazla uzaksın rüyasına da, gerçeğine de hayatın.

Artık ben şaraba daha yakınım..
Kırmızılığı sarhoş ederken, hayallerimi de es geçmiyorum.
Belki bir sahil kenarında yalınayak, kollarımı havaya açıp sana hayallerimden bahsederim.
Ama zamanı var.
Ya da zaman, sen neredeysen orada değil.
Bunu bilemiyorum...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...