31 Ocak 2011 Pazartesi

Yükselen Burçcunuz geldi hanımmm:F


Ortaokul-lise dönemimde her ergen kız gibi burçlara fallara müthiş bir alakam vardı:)
Her ay düzenli astroloji dergileri alırdım burç tahmin ederdim şıppadanak bilirdim falan.
Ama bazen ayyy ben hiç burcumun özelliklerini taşımıyorum derler ya,ona da "o zaman senin yükselenin başkadır" dersiniz karşınızdakinin atağını etkisiz hale getirsiniz ahah.
Ki gerçekten de etkisi vardır karakterinizde..öyle derler.
Astroloji eğitimi verilen bir dal ve millet boşa okumuyor ve araştırmıyor diye düşünüyorum elbette...
diğer yandan aynı gün doğan zibilyon insanın farklı çevre,dahil olduğu aile ve topluluk,genetik,maddi manevi koşullar gibi elinde dahi olmayan etkenlerle kişiliği ve karakteri şekilleniyor en başta bunu da gözardı edemeyiz. Günlük fallar bu yüzden fos çıkmaktadır kanımca..Dağdaki çobanla Aysu nun falı bir olur mu? Aynı gün aynı saatte bilem doğsalar? Heeççç:) Bi kahve için kapatın daha hayırlı:p
Yine de genel yapısı itibarıyla burcunuz kişiliğinizi yansıtabilir(tabii sizin onayınızla)
Burç uyumu ise çoğunlukla doğru çıkıyor benim gözlemime göre. Ha mantıklı olmakla kalmayıp bilimsel açıklaması da bu işte..
Astroloji, göksel cisimlerin insan karakteri ve kaderi üzerine olan etkilerinin neler olduğunun araştırılmasına ve anlatılmasına denir diye bilimselde bi girizgah yapayım merakı olan okusun şuradan ,
Okumadım ben tamamını onu da söyliyim.Çok okudum zamanında siz okuyun ahahayt:D

Bugün yükselen burca takıldım ben terazi olarak biliyorum.Öz burcum yengeç.
Gugıl a yazmamla 1500 yükselen burç sitesi çıkması bir oldu.
10 siteden 8 i terazi derken 2 si akrep deyip içime kurdu düşürdü lanet!
Ama bana terazi daha uygun hadi çoğunluk kazansın hem ben  şu siteyi  beğendim..
anlayan varsa tavsiye site vs beklerim efem.
Ben daha burcuu bilmiyorum beheyy diyenler için (bu kesin doğru değildirr):

29 Ocak 2011 Cumartesi

Tariflere GeL :)


Geçen haftasonu balkon macerasında bahsi geçen poğça ve portakallı kurabiyeleri hatırlayan var mı(milyon okuyucum var ya ayşe armn ım ben:p
Bizim akıllı kız gidip onların resmini çekti aklısıra ben yaptım dicek pehh yemez kimse bunu kızıım:p

Evet yoğun olmayan istek üzerine tariflerini yazıyorum hemen:
Bu tariflere özellile LoLLa ve Melly nin ihtiyacı var gibi son günlerde:)size yolluyorum kızlar şarkı yollar gibi bu kıyağımı unutmayın.istek tariflerinizi yoruma bırakabilirsiniz:p

POĞÇA (puğaça-pohça vs )
1 bardak yoğurt
1 bardak sıvıyağ (yada margarin)
yarım bardak zeytinyağ
tuz-kabartma tozu varsa evde mahlep(1çay kaşığı)
1 yumurta sarısı (ben 1 de tam yumurta koyuyorum)
Un
üzerine varsa susam çörekotu

yapılışını anlatmama gerek olmadığı düşüncesindeyim:F yuğurun işte kazık gibi olmasın unu az az ekleyin:p iç koyun kapatın yuvarlaklar sade diğerleri kaşarlı benim yaptıklarım.üzerine yumurta sarısını sürün.
200-220 derece önceden biraz ısınmış fırında pişiriceksiniz.unutup yayılmayın yanmasın mesuliyet kabul etmem!

Şimdi sıra şahane kurabiyelerimde,şekli bişeye benzemeyebilir ama tadı mükemmel(valla bak)
PORTAKALLI KURABİYE
3 yumurta
(birinin akını ayırın,ya da sarısını üzerine sürülecek ama sarısını sürdük biz çirkin göründü akını ayırın)
9 kaşık şeker(1 bardağa tekabül ediyo sanırsam bide toz şeker küp diil)
1 pk yumuşak margarin yada karışık sıvıyağ vs ne kullanıyosanız 1 bar.kadar özetle.
1 portakal kabuğu rendeleyin azıcık ta suyundan ekleyin
1 pk kabartma tozu yada karbonat
Un (kepekli un da kullanabilirsiniz)
içine ceviz,üzüm,fındık damla çikolata bile koyabilirsiniz ama unlayın önce:D
Gene aynen yuğurun kızlar yumuşak olucak ama ele yapışmasın yeter,ister yuvarlayıp biraz yassılaştırın ister topaç gibi koyun fark etmez yum akına ve toz şekere bulayıp dizin tepsiye.Aynen 200-220 derece de pişicek.
Aha bu da yaptığımın kanıtı:

Allaha Havale Ettim Topunuzu!



Ben de neşeli eğlenceli formuma kavuşup (kavuşup demiyim hep öyleyim de)
bunu göstermek kendi güldüklerimi paylaşmak istiyorum bazen ama bir türlü yazmaya fırsatım olmuyo başlayınca da iki satır yazıp bırakamıyorum uzun oluyo:D
Çok uzun postlar beni sıksa da,sürekli izlediklerim sayfalarca yazsa okurum,
özellikle de komikse:) Ama benim gün içinde başıma gelenler ya da arkadaşlarımla diyaloglarım o kadar dere tepe ki nerden başlayacağımı şaşırıyorum açıkçası.Yaşarken gülmekten komaya girdiğin bir olayı yazarken hiç yaşatamayabiliyosun.Hani bazen okurken de rastlıyorum o açıdan..
Hatta bugün birini anlatmak istedim ne diyeceğimi unuttum telefonda o da ayrı skandaldı:p
-Hayatım bak anlatmıyosun diyodun ya,bugün noldu biliyomusun?
-Hmm eee?
-Ay unuttum ya nereye bağlıcaktım ki konuyu:S
Dikkatim dağıldı yaaaaa *yırtınmayahazırmod*
-Hadi yaa aklın nerde
-Eee şeyy ne biliym ahahyt:p

Bu ara gece uyumamışsam yemekteyizin tekrarına bakıyorum şöyle, bazen de eve geldiğimde bitmemiş oluyo bu evlilik ve yemekteyiz türü programlar herkesin 1 saat şöhret olma fırsatı yakaladığı ve bunu sonuna kadar kullanmak,unutulmaz olmak adına yapmadık şaklabanlık bırakmadığı programlar bunlar.Beni hayrete hatta dehşete düşürüp televizyonla kavga ederken buluyorum kendimi bir anda(:
Ama takıldımsa da izliyorum napıp edip.Eğleniyorum napim deşarj mı oluyorum nedir saydırırken.
Dikkatimi çeken bişey de şu trend meslekler, Spritüel yaşam  danışmanı,yaşam koçu vs gibi.
Kim bunlara para kazandırıyo bunlar tam olarak ne ayak tam bir muamma. Bi kerem her Türk vatandaşının ardında bir akıl hocası vardır:p
Bir tanesi masal konsepti yapmış kendine,tipine hiç uymayan dekolte gecelik modelleriyle dolanmış salına salına (hatta misafir gittiği evde yatağa uzanıp yemek kritiği yaptı gözlerime inanamadım:))
Ama yemek yerken prensesi falan unutup agopun kazı konseptine kaptırdığı için her röpörtajda diğerleri "çok aç heralde gelmeden bi hafta aç kaldı herşeyi beğeniyo yuh" "ne bulsa yiyo iyi yiyici" gibi şoka girmiş cümleler sarf ettiler.İzlerken çok eğlendim de kendisi bittiğinde izleyince yüzü ne hale gelicek görmek isterdim sevgi pıtırcığını ahahayt koçum benim yaşam koçum:p

Bir de nette nerden rastladım bilmiyorum şöyle bir deşarj yolu keşfedilmiş:
AllahaHavale ettiğini yaz, haksızlığı yapan bilsin. 
Bırak o'na da cevap hakkı doğsun yada vicdan muhakemesi yapsın. 
Hikayen ibret olsun
diye bir ilan,şu itiraf.com gibi bişey gidin dökün eteğinizdeki taşları ya da okuyup gülün:)

Neyse şimdilik bu kadar, iyi bir haftasonu dilerim. Ben sevmem sendroma yol açıyo malum..

26 Ocak 2011 Çarşamba

Tanrı beni sınıyo!!

Bir gece büyük bir neşeyle bıcır bıcır başlayan telefon görüşmesi bir anda hüsranla bitti ve ben deliricek boyuta geldim düşündükçe.
Huzurlu bir uyku yerine kabus gibi bir gece geçirdim ama kimin umurunda?
Yaşasın var olsun bencillik dimi ama? Aslında her şey beklentilerimiz ve bunları bulamadıkça o zaman ben de ...yı yapmam dan ibaretmiş meğer..
İnattan bir nevi.Ya da gurur.Uğruna herşeyi feda edeceğim ama sonunda elimde başka bişey kalmayacak olan gururum..
Gözüm karardığı anda hiçbişey görmüyo ve hesap etme,sonunu düşünme melekelerimi kaybediyorum tamamen.Ama her karardığında mutlaka yanlış bişey yapmamı engelleyen bir ilahi güç var sanki.Büyük pişmanlıklardan döndüren beni..
Kolumu kanadımı sımsıkı bağlıyo ne yapıp edip.Bazen ağzımı bağlayamasa da..
ama yok zaman zaman kör sağır dilsiz oluyo yürek..

Ve yanısıra Allah bana öyle bir sabır vermiş ki kendim bile şaşıyorum bazen.
Çünkü bu sabır bazen "saflık" olarak algılanıyo malesef.
Bazen de ben sabrını zorluyorum sevdiklerimin..istemeden de olsa..belki de..


bugün küskün bir gün var masamda
bütün ayrılıklardan arta kalmış
ayrılık usulca büyür içimde
sonra usulca uzaklaşır

aramızda ne yer var ne de zaman
ne başka bir yüz ne başka insan

ayrılık saksıdaki çiçeklerimiz gibi büyür
sessiz ve nedensizce durmadan...

23 Ocak 2011 Pazar

Al sana pazar günü:p


Deli dolu çenesi hiç durmayan kuzi ve buz gibi balkonda battaniyeye sarılıp sallanan sandalyeye oturma gafleti.
Durmadan yağan şahane yağmur, çay,sigara, portakallı kurabiyelerim, yeşil paltom ve kapşonum:)
Tilifonda bize eşlik eden dinleyen kahkahalara boğulan iliiifff

Poğça ve kurabiye yaparken naklen tlf da yayınlamak ta ayrı  :D

Akşama da bi avm ziyareti yeter daha nolsun ha noollsuunn:F
Sinemaya gitmeye,kuaföre gitmeye hatta bakkala bile üşenmeyi başardık,bugüne uygun hafif bikaç şarkı ekleştireyim ergen kolleksiyonundan:

Bunu seviyorum ama TAŞIYO BAKSANAAA

**********
SİNEMA-NİL

*********

22 Ocak 2011 Cumartesi

Haftasonu sendromu

Hiç sevmiyorum haftasonlarını yaa..tam göğsüme bi öküz oturuyo sanki.
Kahvaltı kadınları diye bi yazı okumuştum yıllar önce o düştü aklıma şimdi baktım,ama yazının bütününe katılmadığım ve çokta hoşlaşmadığım için paylaşmıcam.Reha Muhtar yazmış bir de bilmiyodum bütün aklımdaki imajı aldı götürdü yazı:p
Ne de olsa burası benim çöplüğüm ppehh!

Haftasonu deyince sadece uzun uzun kahvaltı geliyo aklıma tek sevdiğim bölümü de bu.
Annem ben küçükken her pazar kıymalı poğçalar,börekler,kekler yapardı ve onların kokusuyla uyanmak bambaşkaydı.Evde abimle ben bıcırdarken o çoktan kocaman masayı donatmış olurdu..Babamla sohbet ediyo olurlardı biz katılana kadar. Babamın sevdiği şeyleri yapardı zaten hep:)
Gene de yapıyo bazen sağolsun da,uyanmam için zorlamasın diye ben hazırlıcam sen dokunma diyorum şimdi:p Belki içten içe o günleri yadetmesin,özlemesin,eksikliğini hissetmesin sevdiceğinin istiyorum..neyse.

Cumartesileri tembelliğe ayırıyorum tamamen,rezerve of my bed:D
Alışkınım erken uyanıp geri yatıyorum bir de:) uykuya doyunca kalkıp öğle kahvaltısı yapıyorum keyifle.
çoğu zaman iştahım olmasa sa sofra keyfine bayılıyorum(:
bunu bilen arkadaşlarım,kuzim de damlıyo bazen daha kahvaltı ediyodur diye.
Kendime özel zaman yaratıyorum sonra yapamadığım için sıkıntı yaratan küçük işleri hallediyorum.
Oda temizliği(komple ev temizliği bana ait herşeyde parmağım var aslen de),kişisel bakım,banyo,zaman varsa kuaför ziyareti(ayda bir),kısa bi yürüyüş,bazen evde bazen dışarda yemekle bitiyo gün zaten hemencik..Olmak isteyip olamadığım yerlerde kalıyo ruhum..içim acıyo
Pazar günleri çıkıyorum,planlar yapabiliyorum, alışveriş yapıyoruz mutlaka annecikle,bazen arkadaşlar plan yapmış oluyo kafam eserse takılıyorum.Asosyalim evet:p
Canım hiçbişey yapmak istemiyosa uzun yürüyüşlere çıkıp kafamı toparlayıp tamire bırakıp dönüşte alıp eve geliyorum,mutlaka dışarda yemek yiyoruz  falan da..
Gene de asıl pazar günleri çok zor geçiyo be azizim..
Şöyle sevdiğimiz herşeyi barındıran nefis bi kahvaltı eşliğinde güne başlayıp ,hayatı paylaşmak vardı ya...
Yazın balkonda kışın tv karşısında kocaman bi masada kahkahalar eşliğinde kahvaltı etmek istiyorum..Annem gibi hazırladıkarımı sevinçle karşılayacak biri olsun istiyorum..kimbilir,belki bir gün.
Yok bu cümleyi beğenmedim,düzeltiyorum:
BİR GÜN MUTLAKA!!
Olmalı olacak..istiyorum..biliyorum :)


Duman-Elleri ellerime..


Bitsin bu haftasonu:/

21 Ocak 2011 Cuma

Aaahh



Benim sevdasında bencil; ama yüreğinde sağlam sevdiğim. 
"Aklıma gelişini seveyim: 
Ne güzel darma duman ediyorsun beni...



Şarkı da tesadüfen seçilmedi tabii,sözleri çevirisiyle şöyle:

Aşkın hayaletini bırakıyorum
Sadakatin üzerine düşen gölgelere
Taptığım kişi o
Sessiz boğuluşumun inancı
Üzerimdeki hem iyi hem de kötü olan büyüyü boz
Kaderin kollarında kaybolan
Hem iyi hem de kötü...
Pes etmeyeceğim
Ele geçirildim onun tarafından
Bir haç giyiyorum
O benim İlahım oluyor
Üzerimdeki hem iyi hem de kötü olan büyüyü boz
Kaderin kollarıda kaybolan
Hem iyi hem de kötü
Seni istiyorum..
Sadece seni istiyorum
Ve sana ihtiyacım var
Sadece sana ihtiyacım var
Üzerimdeki hem iyi hem de kötü olan büyüyü boz
Kaderin kollarıda kaybolan 
Hem iyi hem de kötü..

I'm giving up the ghost of love
In the shadows cast on devotion
She is the one that I adore
Creed of my silent suffocation
 Break this bittersweet spell on me
 Lost in the arms of destiny
 Bittersweet
 I won't give up
I'm possessed by her
I'm wearing a cross
She's turning to my god
Break this bittersweet spell on me
Lost in the arms of destiny
Bittersweet
I want you
[I'm only wanting you] 
And I need you
[I'm only needing you]
Break this bittersweet spell on me 
Lost in the arms of destiny
Bittersweet...

18 Ocak 2011 Salı

Kum Taneleri


Her tür ilişki avuç içinde duran kum taneleri gibidir...
Avucumuzu sıkmadan, gevşekçe tutarsak, kum taneleri kaymaz, durur...
Avucumuzu kapatıp, sıkmaya başladığımız an
kum taneleri parmaklarımızın arasından akmaya başlar...
Bir kısmını tutmayı başarsanız da, çoğu akıp gider...
İlişkiler de böyledir...
Esneklik varsa, diğer insana saygı duyuluyor ve özgürlük tanınıyorsa ilişkiler bozulmaz.
Ama diğer insanı çok bunaltırsanız ilişki de yavaş yavaş bozulur ve biter...


(K.Jamison)

Ha şimdi bu konunun özü
Sıkı söz değil mi, gerçeklik yanı yok değil var. İşine nasıl gelirse o yönden yorumlar her birey.
İlişkilerde mutlaka nefes alma alanı olmalı.İhmal edilmeyi hak etmeyen dostlarımız var,ailemiz var,sosyal etkinliklerimiz olmalı..kişisel hava sahalarımız hep vardır doğalı bu.
Dünya iki kişiden ibaret değil mutlaka. (öyle gelse ve öyle olmasını dileseniz dee)
İlişkiden benim kastım sadece aşk değil gerçi büyütelim çemberi arkadaşlık da aynı biçimde..
Ama her ikisi de sahiplenmeyi gerektirmez mi biraz? çok sahiplenmeden çok ait olmadan yaşayacaksın demiş can baba (o şiiri de sevmem:p) o zaman nasıl güvende hisseder ki insan kendini..
Bence huzur kendini sorumlu ve ait hissetmekle doğru orantılı. Sahip ve aitten kasıt kölelik değil elbette,sımsıkı sarıp sarmalamak yüreğinle:) Düşünmek diğerini bir şey yaparken..yoksa "biz" olamaz dejenere olur ilişkiler.
Ve esneklikten kasıt nedir? ne kadar esneyebilirsiniz ilişkinizde?
Ben esneyemem eğilip bükülmem de..
Mümkün olduğu kadar aralıktır kapım zaten her isteyen giremez(kulpu içerdedir gönül kapısının) ama içerde kurallara uymayan,zarar veren, ya da dileyen zorlanmadan çıkabilir hapolmaz zaten..bazısı da attırır kendini o ayrı^^

Gene "iyi ki dinlemişim" dedirtecek,konuyla paralel bi şarkıyla bağlar iyi geceler dilerim:D
binotdaha: Aslında bir alt yazıya uygunmuş bu şarkı yahu:)

Bir pazar günü..


Evet dün zorla kendimi dışarı sürükledim,evde kalmak istemiyorum  kimse o halimi farketsin istemiyorum da..
Öldürmek istediğiniz oluyor mu  size "nasılsın?" dedikleri için hiç birilerini? öyle zamanlarınızda ama.O yüzden arkadaşlarımla iletişime de geçmedim.
Bir kot bir çizme sokağa attım kendimi.Yağmur da vardı, yürüdüm..mp3 kulağımda ellerim cebimde,atkımı sardım upuzun,kapşonumu taktım, çantamda şemsiyem vardı ama açmadım..saatlerce soğuk havayı içime çekerek yorulana kadar ama koşuşturmadan yürüdüm uzun uzun  ve düşündüm.. her üzülüp dert ettiğim şey gerçek mi, o kadar kafamda yer etmeyi hak ediyor mu? benim kadar kale alıp üzülen var mı aynı konuyu mesela?
Bu beden ve ruh bana lazım değil mi artık ki bu kadar hor kullanıyorum...
Evet "önce ben" demeyi öğrenmelisin ,ki ancak o zaman etrafındakileri de mutlu edebilirsin derler ya ben buna hiç inanmamış ve uygulayamamış biri olsam da,bunu yapanlara kızmamaya karar verdim bu bir yapı meselesi:) Farklı kararlar da aldım aslında..bir daha asla diye başlayan..
Ben kırılınca kolay toplayamıyorum kendimi bu gerçek,en mutlu anımda aklıma gelip o an ı yaşamama engel oluyo bu ve bazen de karşımdakinin yüzüne vurmama sebep oluyo..bu hoş değil biliyorum bana yakışmıyo..yeni bir şans,hoşgörü denen şeyler hayatımızdan tamamen atılmalı mı?

Sonra dere tepe şeyler düşünmeye çalıştım,saçlarımı kestirsem mi, vitrinlere baksam mı,yeni bi çanta alsam mı,artık en platininden sarışın mı olsam(o zaman aptala yatabilirim:p), lens kullanmıyorum epeydir alsam mı acaba:p gerçi beynim dikiş tutmuyo gene başa dönüyo habire irtibat kopuyo en son ne düşündüğümü unutuyorm  ama izin vermemek için elimden geleni yaptım.
Çünkü inanın siz kendinizi tedavi edemezseniz hiçkimse edemez,yaralarınızı sarmazsanız açık kalır sürekli kanatırlar. Ha bana özel bi durum yok,herkes yaşıyo aynı duyguları,farklı olayları,bazen çaresizliği ama
insana dair şeyler şükür bu halimize.
Eve dönerken arkadaşım aradı güzel bir yerdeydi gittim hiç düşünmeden, hem de bu pejmürde halimle, dinlendim iyi geldi.epey kaldık evin yolunu zor bulduk:p (abartmıyım erkendi saat)

Bugün sıradan bi gündü pazar sendromunu atlattık neyse ki.
Şimdi uyudum uyandım,birkaç gündür uykum düzensiz ama ben düzene sokmayı bilirim:)
Kanepeye ayaklarımı toplayıp kareli battaniyemi örtünüp (ev sıcak olduğu halde) , tv izledim.Pc de zaman geçirmedim çok fazla,şimdi yazımı bitirip yatıcam umarım.
Matrax başlamış radyomu açtım kesinlikle kafamı dağıtmaya kararlıyım.
Hmm bu yanlış cümle oldu toplamaya.Onardım iyiym.
Kırıklarını aldırdım kalbiminnnn:))
Tek başıma onaramazdım 3.element te devredeydi bugün. Yarın ne olur bilinmez baktım ki yazmaya içimi dökmeye kalkışınca,bir gün dünyanın sonu gelmiş gibi hissediyorum bir gün bulutların üzerinde gibi yumuşacık bakıyorum dünyaya:) dengesizmiyim neyim.Huzurlu değilim asla içim kımıl kımıl..tek sorun bu.

Bugün uzun zamandır dinlemediğim acısını çıkarana kadar dinlediğim bir müziği eklemek istiyorum lütfen altyazısını da okuyun..Terapi müziği işte bu,inanılmaz..

16 Ocak 2011 Pazar

Teninle konuşmak..

Parmak uçlarım tanımak istiyor seni
Dokunmak istiyor çocuklar gibi
Önümde uzayıp aksın bir su gibi
Merak ettiğim gövden
Ateşte çaydanlık, camda yağmur
Bahçemde ıhlamur
Masamda incir rakısı, yatağımda ten kokusu
Teninle tanışmanın zamanı
Teninle konuşmanın zamanı..

Senin tenin sıcak
Benim içimde bir kedi
Yumdu gözlerini "işte aşk" dedi...


ve.. 
Mavi kuş her daim sarhoş
Biraz da bize kızmış, onun için hiç yüz vermiyor
Oysa güzel şarkıları vardı yıldızlara denizlere
Ama söylemiyor ki bizlere
Susuyor...

Ben susayım şarkılar konuşsun istiyorum..rastgele seçip dinlenmiş sözler değil...
Sadece youtube açık bilgisayarımda, bugün.. düşünmek istemiyorum..
Birazdan kapatıp kalkıcam dışarı çıkmalıyım, yürümeliyim bütün gün bugün yağmur da yağıyo.
Kendini tedavi yöntemi geliştirmeye çalışıyo ruhum..1.ilaç müzik,2.ilaç açık hava,3.sü..
Dün çok önemli görünenler çok acıtanlar ertesi gün nasıl boş gelebiliyor gafletmi bu atgözlüğü mü yoksa başka bir adı var mı bilmiyorum..ama akşam olmayagörsün içimde bir kurt kemiriyo beynimi ruhumu.
Hayat o kadar da uzun değil,sevdiklerimi zamansız erken kaybetmek ben de değişik bir tavır bıraktı belki..hep,her an kötü bişey olacak korkusu.Bu korku bazen hata yapmama bazen paranoyak olmama ama bazen de pire için yorgan yakmamama yarıyor görüyorum ki..
Hem pozitif hem negatif  etkisi var anlayacağınız.

ama şunu biliyorum ki bazen hassas bir kuyumcu terazisinde tartıyosunuz bir çok şeyi..
art niyet-sevgi- inandıklarınız-güven-gurur...
ve kendinizin bile şaşırdığı bi toplam.

Başı sonu yok...



Daha önce de defalarca tekrar edilmiş,asılda sarfedilmemesi gereken sözler..
Gerçekçi olduğunu iddia eden olgun birini nasıl bu kadar incitebilir ki?
Duymamışmıydın sanki daha önce hmm, ama konuşulması bir aşamaydı tatsız bir şekilde de olsa eskiden,demek telafi edildi ve bişeyler değişti yada sen öyle sandın..
İlk sarf edildiği zamanla bu zaman arasında köprüden çok sular aktı,asla o günlere dönülmemeliydi,
şu an teselli edicek hiçbir söz yok,belki onarıcak ta..
Tam bir yere varacakken bu kaçıncı başa dönmek:(
Bir çocuk gibi ürkek kalkalıp cevap bile veremeyecek hale nasıl gelir savunduğu en basit şeyleri bile insan?
Bu sefer kolay dinecek gibi durmuyo bu acı..daha ağır..bir taş gibi oturmuş yüreğe..öldürebilir beni..

Size denen sözlere bilenip öfkeyle karşılık verip misilleme yapmak  yerine
oturup şapkayı önünüze koyma zamanınız gelmiş olamaz mı?  Hele sizi çok seven biri söylemişse belki de sabrının son noktasındadır kale almak gerekmez mi ?
Karşınızdakine sarfetmeden bir kendinize söylesenize hem empati yapar hem haketmişmi test etmiş olursunuz belki,ha o haketti revadır diyosanız buyrun saydırın!
Bunun tek sebebi kaybetme korkusunu taşımamak...

Ama ben laf işitmeye de hiç alışık değilim,hem de haksız yere hiç!
Çünkü ben bu dediklerimi yapıyorum en basiti,kendimi sorguluyorum,sabrediyorum,bıçak kemiğe dayanmadan sadece bekliyorum.. haksız yere de bazen söylenebilirim insanım beşer şaşrım elbette. Ama dozaj?

Ağlamak,kendine acımak,kahrolmak,pişman olmak,geçti sanmak,ölmeyi dilemek..
1 sn önce dimdik ve mağrur dururken bir anda tuzla buz olmak,sesimin kesilmesi..
Hepsine ama hepsine otomatik geçiş yapıyo beynim engel olamıyorum elimde değil.
yalnız kalmaktan korkuyorum ama kafam dağılmıyo,konuşup anlatacak hiçbişeyim yok zaten..
bilirim ki bir olayın içnde değilseniz ne kadar baştan anlatsanız da mümkün değil anlamaz birine anlatsanız,
ben anlamıyorum bana anlatılınca çünkü..

bağıracak,konuşacak böyleyken böyle diyecek dermanım hiç yok en kötüsü,içimde kalıyo her şey..
ağlamamak için sanki beynim uyuşturucu salgılıyo
sürekli uyuyorum..depresyona girince beyin bi hormon salgılıyomuş dimi,her neyse iyiym ben..
3 defa uyudum hala gözümü açamıyorum
Ben gene gidip yatayım..
Rüya olmasını umarak..gözlerimi aynı dünyaya aynı acıya açmamayı dileyerek..


~~
Geldim:
Gitmelere bekle diyerek.
Attım valize bir kaç kırgınlık,
Bir iki vefasızlık,
Bir kaç acı söz;
Benim hatırladıklarım..

Bir kaç iyi söz,
Senin unuttukların.
Geride kalan ne varsa
Boğazın sularına serdim.

Geldim: Korkma aç kapıyı,
Sende kalmaya değil,
Beni almaya geldim...

[ Halil Cibran ]

15 Ocak 2011 Cumartesi

Yeni bir MiM daha..


Bu sefer de Mr.E den bir mim dalgası geldi kıyılarımıza,çok teşekkürler,
MiM blogu olma yolunda emin adımlarla ilerliyorum ahahyt:)
Sabah hazır olur diye düşünmüştüm ama basit görünen sorular aslında epey zaman alıyomuş öğrendim.Tabii eğer önemsiyorsanız,ben de direk benim gibi mimsever hatun LoLLa ya pasladım bilee(evet daha yazmadan)
Ben seviyorum mimlenmeyi ,ama ben mimlerken çok zorlanıyorum:)

*En sevdiğim kelime?
Sana bi süprizim var!!( hiç duydun mu de?)

*En nefret ettiğim kelime?
"Elalem ne der?" yada "kimse bilmesin.."


*Ne sizi heyecanlandırır?
Sevdiğim birini düşünürken o anda içsesimi duymuş gibi beni araması mesela:)


*Heyecanınızı ne öldürür?
Karşılık beklemek değil ama hani derler ya "yürek bir aynadır ne görürse sana onu yansıtır" işte bu yansımayı hemen o an aynı coşkuyla göremiyorsam bu bana saplanan bir ok la eşdeğerdir..Yani Tepkisizlik:(

*En sevdiğiniz ses?
Bana telefonda aniden şarkılar türküler söyleyen bir ses mesela:)


*Nefret ettiğiniz ses?
Bana birinin bağırması.
Bir de uyurken gürültüyle uyandırıcak sesler.Çekiç, matkap,şaşkoloz simitçi.

*Hangi mesleği yapmak istemezsiniz?
Hemşirelik (açıklama yapıp uzatmak istemiyorum alınmasın kimse aman)

*Hangi doğal yeteneğe sahip olmak istersiniz?
Doğal değil doğaüstü sanırım kastedilen:p mesela görünmez olmak isterdim ve ışınlanabilmek


*Kendiniz olmasaydınız kim olmak isterdiniz?
Tarihte iz bırakan başarılı Türk bayanlarından biri olmak isterdim..ama gene "ben" olarak.

*Nerede yaşamak isterdiniz?
Nerede değil kiminle yaşadığım aslolan:)


*En önemli kusurunuz nedir?
Gözyaşlarıma zaman zaman engel olamamam.

*Size en fazla keyif veren kötü huyunuz nedir?
Bilgisayarım:* ve yemek yemek! şimdi olmasa da zararı olucak ilerde diye korkuyorum:p

*Kahramanınız kim?
Spongebob♥ (tanımam üstüne hıhh)

*En çok kullandığın kötü kelime;
Lanet olsun yaa

*Şu an ki ruh haliniz;
Yorgun,üzgünüm bir de:(

*Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?
Yeter ki Onursuz olmasın Aşk♥
Ve birkaç satırdan uzun felsefelerim var,slogan halinde değil ama  zamanla yazarım aklımda bulunsun bu etiket. Özetle dürüst, başı dik ve onurlu bir hayat sürdürmektir amacım.

*Mutluluk rüyanız nedir?
Sevdiğim insanla,güzel anılarla keyifle,aşkla yaş alarak kutlayacağım boşa tükenmemiş bir ömür..

*Sizce mutsuzluğun tanımı?
Kapıyı ömür boyu anahtarımla açmak..ve orda beni bekleyen hiçkimse olmaması

*Nasıl ölmek isterdiniz?
Uykumda..korkutmadan,telaşlandırmadan kimseyi..


*Öldüğünüz zaman cennete giderseniz Allah’ın size ne söylemesini istersiniz?
Burda olmayı "hakettin"

14 Ocak 2011 Cuma

Gülümseten MiM:)

Blog sörf ü yaparız ya hani,ama bir yandan eleriz.
Farkında olarak ya da olmayarak size çok uzak düşmeyen,kafanızı dağıtmak istediğinizde ise keyifle okuyup bir nebze olsun gülümseten birileri varsa karşılık beklemeden uğrarsınız değil mi?
Sevgili ENK işte tam bu tanıma uyan güzel şeyler paylaşan ,paylaştıkça güzelleşen bir arkadaşım.Güncellendiği an uğramayı ihmal etmediklerimden.
Ve bu güzel ödülü de paylaşmakla benim güne gülümseyerek başlamam sebep oldu çok teşekkür ediyorum.
Ben de tabii ki bu ödülü almış olsa da daha önce paylaşmayan cimri LoLLa ya:p
Son yazısıyla beni benden alan Arya ya:) ve Elifciğime de gönderiyorum:**


Yarın: Başka bir mim de buluşmak üzere;)

Bitmek bilmeyen MiM :p



  • Dindarsiniz ya da degilsiniz, inanciniz var ya da yok, dinlerini yasadigini söyleyen insanlarda en cok sizi iten seyler ne ve neden?
Bir kere bütün din ve mezheplere saygım var sonuçta tek yaradan var ve ibadet biçimleri farklı.
Hepimizin etnik kökeni ve dini algılayıp yaşama biçimiz farklı olacaktır.Bana da ters gelmez veya batmaz tabii ki haddimiz dışı bu, amaaaaa topluma zararları yoksa..ve savunduklarıyla yaşamları,tavırları birebir uyuşuyorsa.Ele verir talkımı kendi yutar salkımı durumu olacak iş değil.
Başkalarına zorbalık veya burun kıvırarak kendi fikirlerini empoze etmeye çalışanlar da çok itici gelir her zaman.Aynı biçimde beyin yıkayarak ve toplumsal adaletsizliklerden faydalanarak açıkçası rüşvet veya vaadlerle de bişeyler -göya öğretilmesi-yaptırılması aynı derece iğrenç.Çok örnek duydum.
İnançlarıyla bir siyasi görüşü bağdaştıranlara ne desem bilemiyorum.Allah ımı kulumu kandırıyorlar?


  • Sizi siz yapan özelliklerinizden en belirgin olani ne?
Çok iyi niyetliyim.Önyargılı değilim.Esirgemem..ucuna istediğinizi ekleyebilirsiniz bunun öyle diyeyim:)
Ve kafamı sevdiklerimi mutlu etmek sevgimi göstermek için yorarım kötülüğe yalana değil, bu yüzden bunlara tahammülüm yoktur. Çok sabırlıyımdır.Yapılanı unutmam olmadık yerde patlak verebilir..
Alınganım biraz ve herşeyin bir SEBEBİ olması gerektiğinde inat etmem-mi diyim bilemedim çok farkedilir bir özelliğimdir. Sebepsiz kuş uçmaz derim ve karşımdaki insanda bana karşı en ufak değişiklik beni delice paranoyalara sürükler.Söylenmiş ve konuşulmuş bi şeyi tekrar etmem bazıları çok kızar bu huyuma.
Buna rağmen kin tutmaz kalbim..bunu bazen severim bazen en zayıf noktam görürüm nefret ederim. Uzar gider böyle tanıdıkça açılacak bir yelpaze gibi..

  •  Etrafinizdaki kisilere saygili misiniz? Neyiniz insanlardan farkli ve ne konuda daha cok saygi bekliyorsunuz?
Kesinlikle saygılıyım ve bu yüzden beklentim bu yöndedir.Özellikle düşünce ve zevkler konusunda.
Fikrini rengini belli etmek için hakarete varan sözler tavırlar sergileyenlerden hazzetmem.Kale almam.
Farklılığa gelince herkes kendisini farklı görür ve bir o kadar da benzerdir aynı frekansta olan insanlar birbirine.
Saygı her konuda beklerim özellikle seçimlerim konusunda ve elimden geldiğince gösteririm 7den 70 e:) Hak etmiyorsa da yok sayarım.Görmem peehhh:p

  • Insan'in sizdeki tanimi ne? Karsinizdaki kisi de olmazsa olmaz dediginiz özellikler neler ve neden sizin icin önemli bunlar?
İnsan  düşünebilme yeteneği olan tek hayvandır derler ya o aklıma geldi bir an.Bunu her zaman hisetmeyi dilerdim..Düşünceli ve merhametli bir tür olmalı.bu vasfı taşımayanlara acıyorum.
Doğada bu kadar çeşidi olan başka bi tür yok sanırım:p
Karşımdakinin kim olduğuna bağlı bu ama olmazsa olmazım nezaket ve saygıdır laubalilikle samimiyeti karıştıranlardan uzağımdır.Ve hoşgörü olmazsa olmaz.

  • Hayata bakisinizi paylasir misiniz? Sürekli birseyler icin hayati sucluyor musunuz yoksa hayatta olmasi gerekenler bunlar ve olmasi gerekenler yasaniyor mu diyorsunuz?
Paylaşırım ama kendi çizdiğim sınırlar içinde. Her şeyimin sorulması ve bilinmesi beni savunmasız ,huzursuz hissettirebilir:) Sürekli hayatı suçlamam aymazlık olur ,önce kendimi sorgularım ciddi biçimde,elimden geleni gerçekten yapabilmişsem belki benim dışımdaki şahıs ve faktörleri..Ama hayat bazen sürekli çelme takıyor bu da gerçek. "Belki de olması gereken bu" demek ise sadece teselli..

  • Savaslarin asil nedeni ne sizce? Insanoglu kendinde neyi yok etti ki zulüm denen illet yakasini birakmiyor dünyanin?
Hırstır. Çıkarlardır. Kendini savunmak içindir bazen..Barışı yok ettiler menfaat ve açgözlülükleri uğruna.

  • Sizi en cok huzursuz eden eksikliginiz ne? Sunu da düzeltseydim daha huzurlu olurdum dediginiz, gerceginiz, bosvermisliginiz, gamsizliginiz?
Yanlış yapma ve geri dönüşü olmaması korkusu..o kadar ki bu kararsızlığa kendime güvensizliğe kadar gidiyor.Ama değiş demekle olmuyor yapı meselesi sanırım.
Böyle yapmasaydım dediklerim var hayatımda ama keşkeler için yapabileceğimiz hiçbirşey yok.Daha cesur ve gözükara olmayı dilerdim. Gamsızlık? o nedir:)

  • Kalbinizin sesi mi mantiginizin sesi mi? Neden?
Bunlar bende sürekli çatışır birbirini yer açıkçası. Mantığımı susturabilirim kalbimin dikine gitmek için:p ama kısa bir süre..Kalbim kırıldıkça mantığımın sesi bastırılmaz hale gelir sonunda.Kazanan olmaz yani.

  • Biri size bir kötülük yapti ve biliyorsunuz ki yapilan sey bilincliydi, tepkiniz nasil olurdu? Susar misiniz yoksa ayni anda yüzüne vurur musunuz yapilanlar?
Buna cevap veremeyeceğimi hissediyorum:(
Bazen kuyruğuna basılmış bir kedi gibi tırmalar fena cırlarım,nadiren..
Canım çok yanmışsa susar ve hiç olmamışım gibi kaybolabilirim..vicdanıyla başbaşa bırakıp.adalet her zaman bu dünyada olmuyor bir de diğer taraf var hesaplaşmak için..yüreğim ve gücüm tüknebilir umulmadık bir anda.

  • Sizce, sabretmek nedir ve üzerinizde otorite kurmaya calisan, sizin hakkinizi yiyen insanlara sabretmeli miyiz yoksa karsilik vermelimiyiz? Tepkimiz nasil olmali?
Sabırlı bir insanım fazlasıyla kredi verebilirim gerçekten sevdiklerime ama hak yiyen insana hakkımı helal etmemekle kalmam,elimden ne geliyorsa yaparım hakkımı aramak için olması gereken bu.
Asla ezdirmem eğilip bükülmem.Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var:)

  • Bir konusma gecti ben böyle bir cümle kurdum:"Karsimdaki insan benim icin degerli degilse söyledigi cümlelerde degerli degildir, isterse hakkimda zanlarla kötü konussun hic farketmez". Bunu söylememin nedeni de su; biliyorum ki bu dünyada en zor seylerden biri sizi anlamaya kapali insanlara kendinizi ifade etmeye calismak ve birilerini memnun etmeye calismak. Peki siz nasil düsünüyorsunuz bu konuda?

Bu cümleyi ilk kuran ve bu mimi düzenleyen kim çok merak ediyorum şu anda:)
Çok dere tepe bir soru çok konu içiçe aslında.
Benim için değerli olmayan kişi başkalarının en kıymetlisi olabilir,sözlerine önem verilen biri olabilir.
Ha beni anlamıyorsa ben de anlatmaya çalışmam ve kendini ifade şansı da vermem.İsterse kötü zanlarla konuşmaya kalkan zaten rengini belli etmiş olur, hadsizliğiyle.kale kim alır .Direk nötr .
Memnun etmeye gelince,ben bunu sadece çok sevdiklerime yaparım.içimden geldiği için.

  • Hangi söz sizi rahatsiz eder ve neden?
1-Boşver. 2-Fazla düşünme. 3-Nedeni yok. Yukarıdan beri okuyosanız sebebini anlamış olmalısınız.

  • Baskasinda kinayipta sonra sizin de yaptiginiz birsey var mi? [istege bagli paylasmak]
Vardır mutlaka. Dediğimi yap yaptığımı yapma! Allah allah:)


Oyyy bitti yaşasın!! Sonuna kadar kimse okumaz diyorum ama yazdım yine de:p
Gördüğüm an kolay gibi geldi ama şiştim resmen hele gözüm tv de kulağım arkadaşımdayken bin kere okudum her soruyu benim uzun cümlelerimi geçmiş maşallah:)
yazım hatalarımı gördükçe düzeltip son soruyu sonra cevaplamaya karar verdim beklemesin sırada 2 mim var^^



Korkuyorum paslamaya açıkçası yok mu gönüllü?
Haa Elif Mine yi mimledim ama:D

13 Ocak 2011 Perşembe

Ümit en son kötülüktür!

"Ümit mi? Ümit en son kötülüktür!
Pandora'nın kutusu açılıp, Zeus'un içinde sakladığı bütün kötülükler dünyaya saçıldığı zaman,
orada son bir kötülük kaldığından kimsenin haberi olmamıştı: ÜMİT
O zamandan beri, insanlar yanlışlıkla kutuyu ve içindeki ümidi iyi şans olarak yorumladı.
Fakat Zeus'un arzusunun, insanların, kendilerini işkenceye teslim etmeleri olduğunu unuttuk.
Ümit kötülüklerin en kötüsüdür,
çünkü işkenceyi uzatır."


(Nietzsche)

Bu Nietzche'nin bazı yazdıkları inanılmaz, insanın bam teline dokunuyor
bazılarını ise çok uzak ve saçmalama çizgisinde görüyorm.
Ama bu yukarıdaki saçma bulduğum sözlerin başında gelen satırlar
(çünkü umut olmazsa yaşamın bir amacı olmaz bana göre,emek vermek bile istemez insan)
şu anda bana çok çok anlamlı göründü.bazen na kadar umut etsen de asla umdukların seni bulmuyo.
Belki de umut sınırını aşıp beklenti haline geldikleri için.Zaten beklemek umut etmekle ayrılmaz ki..
Her ne şekilde olursa olsun ,
yorgun düşüyosun hayalkırıklıklarından ama ayağa kalıp gene..unutup...bekliyosun..bekliyosun...bek....

12 Ocak 2011 Çarşamba

Amanın!!




Ay öyle bi aptallık yaptım kiii!!
Blogumu açarken msn adresimi kullanmıştım yani gmail değil.
Daha sonra bir gmail aldım gerekebilir diye ve nedense blogger hesabım ona bi güzel bağlanıp kördüğüm olmuş:S
Abuk bir adres akılda tutmak zor o adresi inaktif etmek isterken tek çarenin izinlerden yazar ekleyerek olacağını okudum yardım bölümünde bunu yaptım tabii 2 yazar göründü böylece kendimi klonlamış oldum ahahyt(:
Neyse profili aynen kopyaladım,diğer yazarı yokettim (kendimi yani) bi baktım izlediğim bloglar ve deneme blogum (gizliydi) yokolmuş!!
daha önce yazdıklaırım da tıklanmayacak şekle gelmiş -gönderen kısmı sadece- allahtan diğer profili tamamen silmemişim ama sanırım yeniden eklemem ya da readere aktarmam gerekiyor herkesi yeniden:/
En ağrıma giden blogum bana yabancı muamlesi yapıyo yaa ooff:(

Benim gibi tembel ve seçici biri için bu facia.Neyse hadi başlayalım.
Gene neden ekliyo delimi acaba demeyin yani
En iyisi reader sanırım :( Fikri olan?

Dip: bir de farkettim ki izlemeye alıp anasayfadaki takip bölümüne almıyo çoğu blogger.Acaba bu mahsus mu arada güncellemeyi mi ihmal ediyolar anlamadım  ben:D
Hoş kumanda panelinden izlemek daha kolayhak veriyorum sanırım ben de öyle devam edicem:)

11 Ocak 2011 Salı

"Ya gitmeseydim.."

Biliyorum şimdi de öyle olacak.
Ne kadar korumak istesem de kendimi, yürüyeceğim, sonu belirsiz karanlıkların üzerine.
Hep yüreğim aydınlattı beni, şimdi de öyle olacak.
Kaçmak yakışmaz bana. Ama dur orada...

Adım atmasan da bana doğru, ben yürüdükçe sana, değiştirme yerini..
Kaçarsan ne diyebilirim ki..?
Gidene hiç kal demedim.
Gidersen...
Kendi şansını da alıp götüreceksin beraberinde.
Ve o şansın ne olduğunu asla bilmeyeceksin...
Bir soru hep kemirecek beynini...

"Ya gitmeseydim...?"

10 Ocak 2011 Pazartesi

Yeteneksizsiniz Türkiye,Tahammülsüzsünüz insanlar!(Aref olan anlar)

Hiç sevmediğim ve izlemediğim ayrıca başarısız bulduğum Yeteneksiz-sin Türkiyem de tahammül edebilirsem ya da evden biri açmışsa birkaç bişey görüp "amanın bu da ne nihahaha" demişliğim var itiraf ediyorum.Hiçbirini yermek,yerden alıp duvara vurmak aklıma gelmedi ama bugüne kadar:)
E birincisi hakkım yok hoşlanmadığım, tiksindiğim bazı şeyleri yazar içimi dökerim belki ama kişisel saldırı yapmamaya özen göstermek gerekmez mi?Yanlış mı düşünüyorum?
Valla nefret ettiğim, beğenmediğim,çirkin veya başarısız bulduklarımı yazsam bloglar yetmez.Zor beğenen milletiz napalım.
Ama paylaşılan bu mu olmalı ki..

Bu cumartesi gecesi  diziler arası zaplarken iranlı pekte hoş bi çocuk çıktı ve ortalığı toz duman etti.Ertesi gün heryerde konuşuluyomuş meğer videosunu youtube gezinirken tesadüfen gördüm yeniden zevkle izledim.Favorime de ekledim.Buraya koymak aklıma gelmemişti.
Ama ne çekti dikkatimi biliyomusnuz? Yorumlar! Yorum yapmaktan yorulmayan,her şeye gidip kin kusan bi kitle var bilirsiniz.Be ey ahali bi nefes alın yahu,her şeye de yapmayın bu kadar olmaz ki yazık parmakcıklarınıza:p
Yaptığı ilizyon sonuçta zaten bir show bu ,e beğenmeyenler de olacak olmaz mı doğal, ama aklıevvel bir dünya insan nerdeyse yerin dibine sokmuşlar youtube yorumları ve facebookta (her zamanki tahammülsüzlük)
Hem beni eleştirmeyin diye çemkirmekten helak olursunuz hem sadece gösteri yapan ve aşırı ilgi çeken birine bir gecede düşman olur kıskançlıktan telef olursunuz.Yaksaydınız bari:)
Yaslanın arkanıza izleyin eğlenin alkışlayın veya amaaan deyip geçin.Çözmeye çalışıp mantıklı açıklamasını yapmaya çalışanlara güldüm en çok:)) E eğitimi var metodları var elbette. Harry Potter mi bu?
Tamam facebook ta beğenmeyin, tv de ya da çalıştığı yerde izlemeyin (eğitim almış ve zaten sahne alıyormuş çocuk,yarışmadan önce dikkatinizi çekerim) ama pislik atmayın aşşağılamayın be ya çok komik oluyosunuz ahah ne zamandır gülmemiştim bu hasetliği gördüğüm anki kadar..Ama sayenizde şöhreti tavan yapıcak o kesin.Ben bile kötü yorumları görünce aratım şöyle bi:p

Çocuk zaten perfspottaki profilinde hakkımda kısmında "vakti zamanında" demiş ki(ya da alıntı yapmış bir başka ilizyonistten anlayamadım ama belli ki fikri bu):
Ben aslında sahnede Bir yanılsama sanatı icra eden bir illüzyonist, yaşamımda ise gerçek bir SİHİRBAZIM, çünkü sahnede yaptığım herşey sanal, yaşarken yaptığımız herşey ise gerçek, yaptığımız her dönüşüm gerçek, ağacı kağıda ve kitaba çeviriyoruz veye kumdan telefon ve bilgisayarlar meydana getiriyoruz. Yaşamımızda yaptığımız üretimler bir yanılsama değil gerçek oysa sahne tamamen hayal.




8 Ocak 2011 Cumartesi

GÖNDERMEDEN BİR DAHA DÜŞÜN !

Şimdi,her nedense internet gibi güvensiz bir ortamda kişisel bilgi ve fotoğraflar havada uçuşmaya devam ediyor,özellikle benim kalın puntolarla üzerinde durduğm facebook tam manasıyla çivisi çıkmış durumda..kafadan bacaklı özel pozlar,arkada darmadağınık bir oda ya da wc illaki ayna ve cep telefonuyla çekilen öpücük atan moron resimleri hayran kitlesini arttırmaya devam ediyor ehehe:))

Bağlamak içim müthiş oyunları videoları paylaşımları var hoş zaman geçirebiliyosunuz süre sınırınız mevhmunuz varsa tabii,ama eğlence orda sınırlı kalmıyo nereye ne yazsanız beğenseniz mantar gibi sizi gören eklemeye msj atmaya çalışıyo ki bu olmamalı tek çevre edinme-yada kendini gösterme yolu yaa:( örneğin bir sayfadan gelen her video ve yazıya yorum yapan ama söyleyecek sözü olmayan hep aynı amaçsız kişiler batıyo göze hemen.
Özel facebook fotoğrafçıları(-ki normal foto bile denemez çoğuna),özel pozlar diye kategoriler eklendi hayatımıza. Tlf dan ne yediğini dahi yazan ve bizi çok eğlendiren örnekler var mesela:)
Yalnızca orda değil elbette arkadaş bulma siteleri,forumlar,dileyen blogunda ve bilimum pek çok yerde resim,telefon no,msn,gtalk nerdeyse ev adresleri bile uluorta paylaşılıyo.Bir kısmı zararsız olsa da nerden ne gelecek bilememek ürkütücü.Bir zaman tetris en büyük boşanma sebebiyken şimdi rakipsiz facebook..
E özellikle facebook a duyduğum bu nefret yersiz değil,zamanında başımıza gelmiş ciddi bişeyler vardır,şahit olduklarımız vardır,çoğul eki kullanıyorum hepimizin var çünkü. Önemli olan ve keşke dediğim nokta kendi başına gelmeden tedbirli olunabilse keşke.
Ama dinlemeyen, ısrarla "davet gelmiş yeeaa kabul et gitsin" le başlayan ya da "aha bu tanıdık geldi olmadı tanışalım" diye ekleşenler virüs gibi yayılmakta amansız biçimde.
Hatta bu konda melly nin de dilinin yandığını okudum geçe gün(: kaldı ki özenli davrandığı besbelli.
Önüne geçebilecek hiçbir şey yok ne yazık ki..can sıkıcı durumlar yaşatacak ama gene de vazgeçilmeyecek,kazanan her zaman facebook olacak..
Dikkatsizce ekle,iletişim kur veya kurma ister orda unut,o yabancı gözler kimbilir hangi amaçla senin hayatını en ince ayrıntısına kadar izlesin dursun..
Çünkü merak,dünyayı yönetir he daim. Gözü kapalı her tür tehlikeye yürütür insanı..
Böyle dejenere bir ortamda lişkileri zedelemek için ellerinden geleni yapanlar,onlara meydan verenler,nispet yapmak için gözü dönen ve yegane eğlence kaynağı bu olanlar başımı döndürmeye devam ediyolar..

Diğer yandan kimliğini saklamak istemeyen kendini halka arz etmekte hiçbir mahsur ve tehlike görmeyen şahıslar (-ki şahsi tercihtir saygı duyarız tartışma konusu olamaz)
anonim olanlara çok büyük bir öfke nefret ve iftira kusmakta mahsur görmezler:)

Sadece blog yazarlarıyla ilgili ya da hadi kendime dair diyebilirim ki,benim seçip bak hayatım burda yazıyorm oku istersen diyebileceğim samimiyette arkadaşlarım hariç beni tanıyan kimsenin benim gel gitlerimi duygularımı blogmdan izlemesini istemem.Bu özgürce her düşündüğümü yazmama engel olur. İçimi dökemem ki zaten bunu başarabilen biri değilim..
Cümle dahi kuramıyorum laf salatası yapıyomuşum (bu da içten bi yorum işte bana)
Neden böyle yazdın demelerini veya bilmelerini istemediğim bişeyi okuyup sorgulamaları beni huzursuz eder..
Ama yazdıklarımın direk muhatabı okusun beni anlasın,söyleyemediklerimi satır arasında bulsun isteyebiliyorum bazen..

Herkesin fikrini söylemesinden yanayım.Ama söylemesinden.Tartışmadan. Katılmak zorunda değilim benim düşüncem bu.Istisnalar var ama kaideyi bozmuyor.
Yazdığınız çizdiğiniz paylaştığınızdan ileride pişmanlık duyabilirsiniz ama bir sürü şahidiniz hatta kayıtlı olabilir istemediğiniz ellerde..

Bi resimden ne mi olucak?

GÖNDERMEDEN BİR DAHA DÜŞÜNÜN!

HERKES,CİDDEN HERKESTİR!

Bu videolar çocukları ve gençleri Internette korumak ve uyarmak isteyen bir kuruluş tarafından oluşturulmuş.
Akla ilk gelen kontrolsüz Facebook kullanımı..
diye başlayan bir de açıklaması var tamamını alıntılamaya gerek duymuyorum.
Sadece üstteki videoyu zamanında izlemiştim onu araken alttakini de buldum o arada da benimle hemfikir çok insan olduğnu gördüm.En azından izleyin derim.

6 Ocak 2011 Perşembe

En Kazık MİM


İlk defa bi mimi okuyup oh bana paslamamış Asahhara dedim, sen misin diyen:p
ama ama ben sevmedim bu mimi ya bütün iççamaşırlarımı meydana çıkartıcak,
olmayan karizmamı yerle bir edicek,herkesin hayalgücüne bırakmayı severim ben
yazarın kimliği okuyana göre şekillensin derim hep..
Desem de kurtuluş yok şimdi yazmasam yarın Lolla sopayla gelicek:)

genetik şifremizi mi çözmeye çalışıyolar acep demek istemiş loly :p
ama bana paslamadan duramamış bayan meraklı:F

Ben de hepsine 2 hatta 3 şıklı cevap vericem:pçözemesinler!
çünküü hiçbirine kesin vericek tek cevabım yok ahahyt:)

1)Kaç yaşındasınız?
28 civarı:p

2)İsminizin son harfi ne?
k işte (lolla gibi bazen ke bazen ka diyim bari:)

3)En sevdiğiniz renk?
Her rengi sevebilirim objeye bağlı açıkçası.Ama your rainbow diye bir quiz var benim renklerim
Mor, kırmızı ve mavi çıktı doğru zaafım var bu 3 renge dekorasyon ve aksesuarda özellikle..siz de yapabilirsiniz sidebar a ekledim.

4)Kilonuz kaç?
54-56 oynar :p
B arada diğer mimlenmişlere baktım ya hayalindeki kiloyu yazdılar ya yeni nesil blumia yani kendimi topaç hissettim(-ki değilim)  ne bu:F

5)Boyunuz kaç?
1.68-1.70 fln (duruma göre değişiyo dermişim)


6)Ailenizin kaçıncı çocuğusunuz?
2. ve çook beklenmiş bi çocuğum o yüzden depelerine çıkardılar:p
zaten total 2 adet yapmışlar:F

7)En sevdiğiniz şarkı ?
yabancı aklıma şu düştü:
Javier Navarrete - Pans Labyrinth 

yerli yanda sidebara ekledim.Battaniyem e takmış durumdayım.
Ama bunun yeri apayrıdır bende:
Yeter ki Onur suz olmasın aşk


8)Sizce esmer mi sarışın mı?
Gönül kimi severse güzel o dur derim başka bişi demem!
Sarışın derdim hep ama şimdi esmer:)

9)Sigara kullanıyor musunuz?
Ayda yılda bir tane kahveyle çikolatalı veya mentollü,o derece seçiciyim:)


10)Alkol?
İçmem.Sevmem.Asosyal içiyim:p
Özel günlerde Can babanın dediği gibi içicez inşallah (amin deyin)
Güzel günlerimizi, evimizde, bır şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız..


11)Çayı fincanda mı içersiniz,çay bardağında mı?
Kahvaltıda mug olabilir harici durumda cam tercih ederim rengini görmem lazım.
Fincan veya bardak farketmez.Çay ve nescafe türevlerinin hepsini de severim.

Mim i enk e, elif e, ve crazywomenrosemary e
yolladım:D

4 Ocak 2011 Salı

Herşeyde..


Seninle yaşlanmak istiyorum..
Seneler geçsin, sen beni bil, ben seni bileyım istiyorum. 
Benim olduğu kadar dostlarının, dostlarının olduğu kadar benim ol istiyorum...

Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım.
Yaşayalım kı, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. 
Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız.
Sen çok dertlenip, içip, arkadaşlarınla eve gelmelisin.
Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.
Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim.
Güzel günlerimizi, evimizde, bır şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız..
Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek...
Böylece yaşamalıyız işte.

Sonra çocuğumuz olmalı, düşünsene, senin ve benim olan bir canlı.
Geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız. Sen arada mızıkçılık yapmalısın.
Ve ben söylenerek sıranı almalıyım.
Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, söylenerek yumurta kırmalısın.
Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.

Zaman su gibi akıp giderken, herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı.
Herşeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden. 
Mutlu da olsa, kötü de olsa, yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı.
Saçlara düşünce aklar ya da gidince aklar, çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehırden.

Kavgasız, her sabah gürültüyle uyanılmayan, sessiz bir yere gitmeliyiz.
Geceleri balkonda denizi seyredip, sandalyelerimizde sallanmalıyız.
Eve gelip, benden kahve istemelisin.
Çocuklar gelmeli zıyaretimize, geçmışteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız...

Öyle sevmelisin ki beni, bu yazdıklarım korkutmamalı seni. 
Tebessümler açtırmalı yüzünde. 
Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde, 
birbirimizi sevmenin gururu olmalı "herşeyde".
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...