Bazen,insanlara esin kaynağı olursunuz,bazen de özendirirsiniz güzel bişeyler yapıyorsanız eğer:)
Blogum bazen twitter da tanımadığım kişiler tarafından övgü alınca inanılmaz mutlu oluyorum. Siz de yazın diyorum ve bir sorunları olursa yardımcı oluyorum. Ama bu kez ilk defa biri ben blog açmak istemiyorum sen yayınlarmısın dedi ve mailime gönderdi yazısını:)
Sonra benden yorum bekledi ama ben yorumu sizlerden rica ediyorum. Facebookta da paylaşmış bu yazısını ama sanırım yazıp yazmama konusunda tereddüttleri var. Benden ilk kez böyle bişey rica edildiği için kırmak olmaz.
Buyrun okuyalım:)
Sübliminal aşk
Herkes her daim aşktan bahseder; konu ne olursa olsun siz farkında olmadan değişir ve yol aşka çıkar. Çok farklı anlatılır herkes tarafından. Bazılarının acıları bazılarının ise mutlulukları vardır. Ben size farklı bir açıdan aşkı anlatmaya çalışacağım. Aslında herkesin gördüğü ama belki bu açıdan bakmadığı bir aşk tarifi diyebiliriz. Tabii ki bu tarifte birazda isyan olacak.
Öncelikle ''sübliminal'' ve ''aşk'' kelimelerini ele alalım. Sübliminal; bir insanın bilinçaltının kişi fark etmeden yönetilmesidir. Bu aslında çok olan bir şey; yani sinirlenince alışverişe gitmemiz, hiç tanımadığınız bir markayı satın almanız bile sübliminal yöntemin işidir. Çünkü sistem bunu öğretir siz bunun farkında bile olmazsınız. Aşka gelince biraz öncede dediğim gibi herkesin farklı bir anlatısı vardır. Aşkın insanı alıp götürmesi, gözünü kör etmesi, herkesi silebilecek duygular besleyip; Dünya’yı elimizde çevirme gücüne bile sahip olacak hissetmemiz aşkın size verdiği bir güçtür. Bu güç sizin elinizde değildir yani geçmiş olsun artık yönetiliyorsunuz. Sübliminal aşk tamda burda başlar. Aslında aşkın kendisi sübliminaldir.
Farkındamısınız; dönün ve kendinize bir bakın aşk hayatınızda nedir? Bazıları için mutluluk, bazıları için mutsuzluk, para diyende olabilir, aile diyende, bazıları içinse aşk duygusunu yaşamadığı için birşey ifade etmeyen kelime olarakta görebilir. Her ne derseniz deyin aklınızda; yalnızda olsanız aşkın sizin için ifade ettiği şey vardır. Siz aşkı ne olarak görüyorsanız aklınızda daima o yer alacaktır ve onu istersiniz. Elde ettiğinizde; size verdiği haz bittiğinde artık sizin için bir anlam ifade etmez yeni haz verecek, ayaklarınızı yerden kesecek başka şeyler bakarsınız. Nedenmi sevgiye dönüşmemiştir yani çocuk büyümeden öldü. Bunu şöyle düşünün biri için ve ona ulaşmak için herşeyi yaparsınız elde ettiğiniz de artık sizin için bir anlam ifade etmeyebilir. Aşk bu yüzden çoçuktur çünkü sadece istediğini alana kadar mız mızlanır, ağlar zırlar, uğraşır ve alınca vazgeçer. Bu aşkın sizi bilinçaltınız da yönetmesidir. Yönetmek diyorum çünkü siz olgun planlar kurarken sizi kendi yönüne çevirir. Sizi olgun yapan sadece sevgidir. Birisi bir aşk yaşar ve siz '' ne güzel mutlular benim niye yok lan'' dersiniz. Ama sizin olduğunda ''bekarlık sultanlıktır'' olur. İnsan elde eder ve yok eder. İnsan bunun için yaşar. Ancak bilmezlerki aslında aşk sizi kullanır ve atar bir paçavra gibi. Siz sizi bırakana isyan ederken aslında aşka isyan edersiniz. Ben ne kadar aptalmışım derken aşkın sizi yukarılara çıkarıp aşağı bıraktığını bilir ama insanoğlunu suçlarsınız. Düşünsenize aşık olmadan önce dahi veya umursamaz bir adam/kadın olsanız bile aşk sizi dünyanın en güçlüsü veya en yenik insanı yapabilir. Bu yönetilmek değilde nedir? Hayatınızda en inandığınız aşk bile sizi yönetirken asla sikayet etmeyiz. Ama sonu iyi olmayan herşeyden şikayet ederiz. Bize ne kattığı hiç önemli olmaz biz sadece biraz daha olgunlaştığımızı sanarız. Halbuki başka bir aşkta daha beter tutuluruz. Çünkü sanarız ki bir önceki acımızı dindirecek adam/kadın odur. Farkındaysanız diğerinin acısı çıkmamıştır. Hatta hemen boşluğu doldurduğumuzda olmuştur ama fayda etmez kendi çukurumuzu bir güzel dizayn ederiz. Aldatır aşık olduğunuz adam/kadın ama olsun der yine sineye bile çekebilirsiniz. Asla affetmem demeyin yaparsınız. Hayal kırıklığıda budur.
Çünkü farkındayken olaylara kör olmak tutsaklıktır. Aşkın tutsağı olmakta budur.
Bunların tam tersini yapmak mümkünmüdür derseniz tabi ki derim. Ama bu sizin aşk tarafından dışlanmanıza neden olur. Sonuçta toplumda her hangi birşeyin dışına çıkan bir olay yaptığınızda bu sizin sonunuz bile olabilir. Sizin kabul edilmeniz için farklı düşünseniz bile içinde birazda olsa topluma uygun bir düşünce barındırması gereklidir. Aşkta böledir dışına çıkmak istesenizde o sizi abluka altına alacaktır. Tamamen dışına çıkmanız ise sizi yalnız bırakacaktır. Hatta vicdanınızı bile yitirebilirsiniz. Çünkü yukarda söyledigim gibi aşk çocuktur ayrıca romantik duyguları ortaya çıkarandır. Aşık olmayan adam/kadın argo tabirle odun olarak kalır. Kadınların bazı erkeklere odun demeside bu yüzdendir. Bazı kadınlarda romantizm den anlamaz. Hayat budur bunun üzerine kurulur ve bu döngü dışına çıkamazsınız. Her ne kadar duygularınızı pastorize hale getirip bilinçaltınıza atsanızda o tekrar gün yüzüne çıkarak sizi yönetmeye devam eder. Eğer yalnız kalmaya razı iseniz ''ben yönetilmem'' derseniz aşkı reddetmeniz gerekir. Tabi reddettiğinizden emin olun yoksa intikam için geri döndüğünde darbesi ağır olur.
Not: Hayatın kendisi sübliminaldir. Bu yazıda sübliminal yöntemle yazılmıştır. Ama hayatı bu denli ince ayrıntıyla yaşarsanız hayatın bir anlamı olmaz. Hayatın anlamı bazen anlamsız olmaktır, anlamsız olanda anlam aramamaktır.
Mansur YILMAZ
Bence aşkın üzerine çok bir şey söylenemez.Aşk herkese göre öyle farklı ki :) Ama bence aşk dünyanın en güzel şeylerinden biri.Sabah uyandığında onun hayatında olduğunu bilmek güneşin doğuşunu daha anlamlı kılıyor.Hele de yanındaysa :))
YanıtlaSilYalnız aşka daldım ben yazıyı unuttum.Güzel yazı olmuş :))
Benim iyi niyetli ipekBöceği'm :).
YanıtlaSilBence arkadaş kendine bir sayfa açmalı ve daha çok yazmalı...
Bence çook güzel yazmış hemen bir blog açsın ilk izleyicisi ben olurum :)
YanıtlaSilharıka bı sekılde askı anlatmıs,askı anlatmaya kelımeler bıle yetmez dıye dusunuyorum ve bencede kesınlıkle blog dunyasında yer almalı bu arkadasımız dili güzel ve sade..anlasılır ve kısacası böyle yazılar görmek istiyorum ben bloglarda böyle yalın ve bir düşüncesi olan yazılar..:)
YanıtlaSilBen ne dıyecegımı bılmıyorum bu yorumlar ınsana sevk ve cesaret verıyor. Ben aklımdan gecenı dırek yazdım ve bu kadar begenılcegını tahmın etmedım yorumlarınız ıcın cok ıcten tesekkur ederım. Blog acmak konusuna gelınce sanırım acıyorum:D:D tekrar saolun...
YanıtlaSilArkadaşımıza blog açtık :D http://mansurylmz.blogspot.com/
YanıtlaSilyorumlarınıza çok teşekkürler canlarımsınız:**
Her şeyi derinlemesine incelerken akıp giden zaman ve anlamsız olana anlam yükleme gayretimizle berbat ettiğimiz hayatlarımız, böyle bir gerçeklikte sübliminal bizi bitirir.
YanıtlaSil"bırak bir saniyede bedenini çökertecek olan ölüm sen beklemeden gelsin, biraz bırak da bir gün yirmi dört saatte bitsin uzatmadan."
derim.
arkadaşa başarılar blogu hayırlı olsun
eyvallah rögar zaten insanlarda bunu anlamaz herşeyi dahada çıkmaza sokarlar yazımı anlayanların olması bu derinlemesine yanlişlardan sıkılmış demektir yorumun için saol.. iyi çalışmalar.
YanıtlaSilBeLGiN Ben aşkı ulaşılmaz imkansız olarak yorumluyorum çünkü zaman geçmiştir iki tarafta buluşamamıştır engellerle dolu hayat herkesayrıolarak hayat kurmuştur ama engeller mani olmuştur hayata sevgi var ama buluşma olamıyor gönülden sevdim ben candan sevdim şarkısıda var bunun Bu Ne Sevgi Bu Ne ızdırap bu şarkı benim şarkım
YanıtlaSil