15 Mart 2016 Salı

Ben Karşının Ölüsüyüm...?

Her yerde bombalar patlıyor, en güvenilir şehir dediğim, sık sık gidip kısa dönemlerde de orda yaşadığım canım Ankara.. Hep çok sevdim, hep özel ve huzurlu buldum bu soğuk sisli şehri.
Ve orada çok sevdiğim insanlar yaşıyor, canımın bir parçası da dahil.
Kuzenim İstanbul Üniversitesini yazdığında aman orda olaylar çok olur yazsana Hacettepeyi dedim.
Daha geçen patlamanın yaraları sarılmadan, ki zaten sarılamaz giden bir eşya, bir ev değil yerine gelmecek bişeyler, can, umutlar, gençlik, birinin babası berikinin kardeşi, tırnaklarıyla kazıyarak umutlarını bağlayan bir annenin yavrusu, oğlunu koklayarak içine çeken bir babanın oğlu, nasıl unutulur ki? İçim parçalanıyor aklıma geldikçe :(







Benim asıl anlamadığım ne olursa olsun ertesi gün hayatına devam edebilenler, 
hiçbirşeye saygısı olmayan, aymaz, duyarsız insanlar yığını, hala goygoy peşinde, diğer yanda da kışkırtıcılar yangına körükle gidenler, halkı iyice ayrıştırma derdinde olanlar. 

Twitter yıkılıyor, tt ler, herkes bi ahkam kesti, bugün baktım adeta yazmazlarsa ölecekler, herşey yolunda, Survivor izleyenlerin (izlemediğini iddia edip yerenlerin) ta kendileri, o derece uyuşmuş bir kafa yığını. Bitsin, yeter, neden, ölüme ölüm kana kan demekle bitmiyor aynı plağın tekrarı gibi. Kesin çözüm nedir, kimler ne yapmalıdır ve neden yapılmıyor susmamalısınız?
Teröre nerdeyse yandaş çıkanlar bir yana da , hangi vicdan bu ayrıştırmayı gerçekten durdurup aynı renge boyayacak gökyüzümüzü? Bunu görmeye ömrümüz yetecek mi? Asıl derdimiz bu olmalı.

Hep dillerde barış, sadece dilde.
Kendi içimizde bile değil, iki pkk lının sokakta taranmasını göğsü kabararak paylaşanlar, barışçıl mı bu? Bu iç savaş bitmeyen ülkede kaç kurban verip sadece ciğeri yanan haykıran kişileri cımbızlayıp dava açacağız?
Bu ağlamadan konuşamayan ve her kelimesini içinden söylediğiniz sözcükler için birini bulup kafasını ezmek bitirecek mi akan kanı?  Ya siz sınav stresinden yeni çıkmış kardeşinizin az evvel fotoğrafını like lamışken , akşama nereleri tutar kaç puan alır hesaplayacakken yerde kana bulanmış bulsaydınız bu adamdan az mı haykıracaktınız acaba ? Şehit aileleri de "vatan sağolsun" harici bişey dedikleri an içinde bulundukları yangın yoksayılıp susturulmuyorlar mı?

Gücü gücü yetene ama Güç Terbiye Edilmediği Sürece Dünya için Umut Yoktur. demiş Russell
Bir yandan her iki taraftan da kan akmasın, barış olsun, hepsi can diyen bizler, diğer yandan Newrozun ayak sesi diye başlık atar bayram yaparken vicdansızlar,  neresi tutsa elimizde kalan tek şey: 

İnsanlık!



Bir şiire rastladım bugün..Leyla Alp yazmış. Kürt asıllı sendikacı bir kadın yazar.
tüm ayrımları içeren bi çığlık:


Ben karşının ölüsüyüm… 
 “Terörist” dediğiniz Kürt. 
 Küfür ettiğiniz Ermeni... 
 Evini aldığınız Rum, 
kovduğunuz Çingene, hor gördüğünüz Arap… 
 Kapısı işaretlediğiniz Alevi, camını kırdığınız Hrıstiyan, korkuttuğunuz Süryani… 
 Ötekileştirdiğiniz beriki… 
 Ben karşının ölüsüyüm… 
Yaktığınız ormanım ben, ezdiğiniz karınca, zehirlediğiniz köpek… 
 Yuvasından ettiğiniz kuş.. 
 Tarlada çürüttüğünüz mahsul… 
 Sömürdüğünüz emek, çaldığınız yetim hakkı… 
 Kirlettiğiniz duayım… 
 Ben karşının ölüsüyüm… 
Termik santral için talan ettiğiniz 
Karadeniz yaylasıyım, altın için delik deşik ettiğiniz Kaz Dağları… 
AVM için yıkmaya çalıştığınız Gezi Parkı… 
Kuruttuğunuz dereyim, kestiğiniz zeytin ağacı… 
Ben karşının ölüsüyüm… 
Taciz, tecavüz ettiğiniz kadınım ben…
Tecavüzcüsünü salıverdiğiniz çocuk… 
Bıçakladığınız LGBTİ… 
İtip kaktığınız evsiz… 
Kaderine terk ettiğiniz yaşlı, odalara kilitlediğiniz kimsesiz çocuk… 
Ben karşının ölüsüyüm… 
Ermenek’te yetim kalan çocuk, Soma'da tekmelenen madenci, 
Reyhanlıda elini göğe açan anne… Oğlunu mezara koyan babayım. 
Babasıyla tek fotoğrafı mezar başında olan çocuk… 
Evladının kemiğini soran Cumartesi annesi… Ben karşının ölüsüyüm… 
Buzlukta bekletilen Cemile'nin asılı kalan bakışlarıyım… 
Panzer ardında sürüklenen Hacı Birlik'in annesinin gözyaşı… 
İki aydır oğlunun cenazesini almak için çırpınan Aziz’in babasının kederi… 
 Ben karşının ölüsüyüm… 

Meryem ananın elindeki beyaz mendil Ata Önder’in dilindeki ısrar Ethem’in inadı, 
Ahmet’in gülüşü, Hrant’ın delik ayakkabısı… 
Veysel’in hiç binemediği bisikleti… 35 günlük bebeğin acısıyım… 
Ben karşının ölüsüyüm… Döve döve öldürdüğünüz Ali… 
Başından vurduğunuz Berkin… 
Çırılçıplak soyduğunuz Kevser… 
Roboski’de 50 lira için öldürdüğünüz köylü Suruç’ta oyuncak götüren genç… 
Ben karşının ölüsüyüm… 
Hani şu öldüre öldüre bitiremediğiniz 
Hani itip kalktığınız… Hani yok saydığınız… 
Hani yok etmek istediğiniz.. Hani yok edemediğiniz… 
Öldürmeye doymadığınız… 
Usanmadığınız, utanmadığınız…
Hani şu öldürmekle korkutamadığınız… 
Bitiremediğiniz, ezemediğiniz… 
Susturamadığınız… Susturamayacağınız…

3 yorum:

  1. of of yaaa bi de sokağa çıkmaya korkuyoruz işteeee. ben bi moda'da iken korkmuyom bakalım :)

    YanıtlaSil
  2. Söylenecek her şey söylenmiş. Ne diyeyim. "de bunlar olsun muydu?"
    Gün doğmadan neler doğar.Çocuklar bizi dinlemiyor ve büyüyorlar.
    Sevmek zamanını çalıyorlar. Elleri temizken ellerini öpüyor idik. Büyüdüklerinde gözlerini öpeceğiz. O gözler bizleri görürse.Yarın yine sabah olacak. Yeni bir güne uyanacağız.İki şey aklımda. Gerçek ve hakikat. Geleceğe ve gerçeğe... sevgiyle, sağlıkla kalınız.

    YanıtlaSil

YORUM ONAYI AÇIKTIR.
Yani; saygı sınırını aşmadığınız sürece tüm yorumlarınız yayınlanacak ve cevaplanacaktır, özel cevap için mail bırakabilirsiniz,
teşekkür ediyorum şimdiden..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...