Çok şey yazasım var aslında bu ara ama boğazımda bi düğüm..engel oluyo bana..
Tam mucizelere inanacakken, betona çarpmak hayatın ta kendisi değil mi?
Aşk her şeydir de, bir insana aşık olmak nasıl farklı bir tat katar yaşama...
Siyah beyaz karelerin içine renkler düşmeye başlıyor.
Hayatın tekdüzeliği kaybolurken, her sabah kelebekler uçuyor yüreğinde.
Telefonun her titreyişinde kalbinin sesini duyarken, minik bir dokunuş hayallerini süslüyor.
İlk dokunuş, ilk temas, ilk öpücük,...
Paylaşılan ilk şarkılar, ilk dans, ilk olan birçok şey...
Yaşı yok, yeri yok, zamanı yok...
Günün getirdikleri, yaşamın kuralları karışana kadar ne kadar güzel her şey.
Korkularımız, geçmişimiz, çevremiz yavaş yavaş kirletiyor aşkı.
Aşka aşık olmayan, aşkı nasıl yaşar ki?
Aşkı kurallarla yaşamaya çalışan, yüreğini dizginleyen, aşkın tadını nasıl alabilir ki?
sabah spordayken facebookta görmüştüm aret'in yazısını; ama okuyamamıştım iyi oldu böcük :)
YanıtlaSilBenim için yine de en iyi Aşk anlatımı :)
YanıtlaSilhttp://www.youtube.com/watch?v=SdM1SI8Gye4
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil