25 Temmuz 2012 Çarşamba

Uyan ey gözlerim gafletten uyan..ve Tebrizi

200 postu doldurmuş, doğum günümü geçmiş,700.izleyicim beni takibe almış,
çok teşekkür ederim öncelikle.
Ama görünen o ki belki de ilk defa bu kadar zaman yazmadan durmuşum.Daha da durucam gibi görünüyor..
Çünkü her ne kadar mutlu insan yazamaz deseler de ben demek ki mutsuzken buraları dolduramadığıma göre
bu kural da bana uymamış..
Sürekli beni hayal kırıklığına uğratan, üzen ve yaşamaktan vazgeçiren şeyler oluyor ard arda..ve ben elimden geleni yapmaktan da vazgeçmiş durumdayım artık..
Debelenip debelenip yüzemediğimi anladım ve boğulmaya bıraktım kendimi..
Özetle serin ve huzur dolu bir ölüm hayal ediyorum sadece ki onun da hangi korkunç senaryoyla beni bulacağı fikrine kapılıyorum bazen, çok acı çekerek, yanarak, boğularak?

Bugün yine kafam dopdolu daldan dala atlarken bir linke rastladım..
Videoyu koymadan linki veriyorum çünkü youtube da hemen yanda sözlü olarak söylenmiş versiyonlarını da bulacaksınız.Dinleyin..
Uyan Ey Gözlerim Gafletten Uyan

Bunu pişmanlık duyan biri gönlünü almak istediği insana yazdığı bir kaç satırın ucuna eklemişti..
Ve çok sevdiğim ney sesi beni aldı götürdü,kaç kere dinledim bilmiyorum ve neler düşündüm, öyle iç huzuru veren öyle hüzünlendiren bir ses ki ney, sonra bu ismin nerden geldiğini merak ettim,isminden bir pişmanlığa bestelendiği aşikardı ama neye?
Sultan 3.Murat Hz.’leri yazmış bu inanılmaz sözleri, melodisi sözleri olmadan bile içimde fırtınalar koparttı.. Ama bu parçanın yazılış nedeni çok farklıymış. Koca Sultan bunu bir sabah yatağında pişmanlık içinde yazmış gerçekten de, sabah yatağında iki büklüm halde yazmış bu sözleri. Nedeni ise Allah Korkusu’dur. Bunu hissettiren ise o sabah kaçırdığı sabah namazıdır...

Bunları okuyunca dünyadaki varlık,yokluk,dostluk,sevda,ekmek peşinde olma derken ahiret inancımızı nasıl kaybettiğimizi düşünüp irkildim bir kez daha.. öyle korkuyoruz ki kendimizi ve bunları sorgulamak sancı çekmekten..Hiç olmazsa iyi bir insan olmak, hak yememek, Allah tan korkmak bari unutulmasın..
Sadece daralona ağzımıza andığımız bir söz oldu Allahtan kork!! Zulme,iftiraya,ihanete uğramadan anmadığımız bizi görür mü acı çekerken acaba,bilmiyorum:( Ya sen benim için ne yaptın ey kulum demez mi?
Öyle bir gaflet uykusundayız ki, inanan inanmayan birbirini yemekte birbirinin inancına laf etmekte beni en çok üzen de bu.
Bu konuyla ilgili bir kaynak burda var yeniden yazmıyorum..

Ve bir videoya daha denk geldim,çok severim Tebrizi sözleri ve alıntılarını, bilirsiniz 40 kuralı vardır. Onları yazıcam ama videoyu Serdar Ortaç seslendirmiş bu bana tam bir süpriz oldu. Şarkılarını sevmem ama konuşma sesi gerçekten mükemmel.Dinlemenizi tavsiye ederim. .

Şems-i Tebrizi'nin 40 Kuralı
( Gönlü Geniş Ve Ruhu Gezginlerin Kırk Kuralı )

tıklamanız gerek çok uzun oldugu için bölmek zorunda kaldım 


- Birinci Kural:
Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar.
Şayet Tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına,
demek ki sende korku ve utanç içindesin çoğunlukla...
Yok eğer Tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.

- İkinci Kural:
Hak Yol' unda ilerlemek yürek işidir, akıl işi değil.
Kılavuzun daima yüreğin olsun, omzun üstündeki kafan değil.
Nefsini bilenlerden ol silenlerden değil!

- Üçüncü Kural:
Kuran dört seviyede okunabilir.
İlk seviye zahiri manadır.
Sonraki batıni mana.
Üçüncü batıninin batınisidir.
Dördüncü seviye o kadar derindir ki kelimeler kifayetsiz kalır tarif etmeye.

- Dördüncü Kural:
Kainattaki her zerrede Allah' ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide, mescidde, kilisede, havrada değil, her yerdedir.
Allah' ı görüp yaşayan olmadığı gibi, O' nu görüp ölen de yoktur. Kim O' nu bulursa sonsuza dek O' nda kalır.

- Beşinci Kural:
Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır.
Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını.
"Aman sakın kendini" diye tembihler.
Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: " Bırak kendini, ko gitsin! "
Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer.
Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!

- Altıncı Kural:
Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır.
Sen sen ol, kelimelere fazla takılma.
Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Aşk dilsiz olur.

- Yedinci Kural:
Şu hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, Hakikat' i keşfedemezsin.
Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.

- Sekizinci Kural:
Başına ne gelirse gelsin karamsarlığa kapılma.
Bütün kapılar kapansa bile, O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar.
Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var.
Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır.
Dileğin gerçekleşmediğinde de şükret.

- Dokuzuncu Kural:
Sabretmek öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir.
Sabır nedir?
Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir.
Allah aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder.
Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.

- Onuncu Kural:
Ne yöne gidersen git, -doğu, batı, kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün!
Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.

- Onbirinci Kural:
Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz.
Senden yepyeni taptaze bir "sen" zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir.

- Onikinci Kural:
Aşk bir seferdir.
Bu sefere çıkan her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir.
Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.

- Onüçüncü Kural:
Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı hoca şeyh şıh var.
Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir.
Tutup da ona hayran olmaya değil.

- Ondördüncü Kural:
Hakk' ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine teslim ol.
Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın.
"Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme.
Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

- Onbeşinci Kural:
Allah içte ve dışta her an hepimizi tamama erdirmekle meşguldür.
Tek tek herbirimiz tamamlanmış bir sanat eseriyiz.
Yaşadığımız her hadise, atlattığımız her badire eksiklerimizi gidermemiz için tasarlanmıştır.
Rab noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.

- Onaltıncı Kural:
Kusursuzdur ya Allah, O'nu sevmek kolaydır.
Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir.
Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde bilebilir.
Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradan'dan ötürü yaradılanı sevmeden, ne layıkıyla bilebilir, ne de layıkıyla sevebilirsin.

- Onyedinci Kural:
Esas kirlilik dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur.
Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır.
Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.

- Onsekizinci Kural:
Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir.
Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil, bizzat içimizde bir sestir.
Şeytanı kendinde ara ; dışında başkalarında değil. Ve unutma ki nefsini bilen Rabbini bilir.
Başkalarıyla değil, sadece kendiyle uğraşan insan, sonunda mükafat olarak Yaradan'ı tanır.

- Ondokuzuncu Kural:
Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan, önce sırasıyla kendine borçlusun bunları.
Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir.
Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı, sevin.
Yakında gül yollayacak demektir.

- Yirminci Kural:
Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.

- Yirmibirinci Kural:
Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık.
Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı.
Farklılıklara saygı göstermemek kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk' ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.

- Yirmiikinci Kural:
Hakiki Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur.
Ama bekri aynı namazgaha girdi mi orası ona meyhane olur.
Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.

- Yirmiüçüncü Kural:
Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret.
Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki, ağlar perişan olur onun için.
Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar.
Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz.
Aşırılıktan uzak dur.

- Yirmidördüncü Kural:
Mademki insan eşref-i mahlukattır, yani varlıkların en şereflisi,
atttığı her adımda Allah'ın yeryüzündeki halifesi olduğunu hatırlayarak, buna yakışır soylulukta hareket etmelidir.
İnsan yoksul düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile gene başı dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.

- Yirmibeşinci Kural:
Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama.
İkisi de şu an burada mevcut.
Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak, cennetteyiz aslında.
Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak, nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz.

- Yirmialtıncı Kural:
Kainat yekvücut, tek varlıktır. Her şey ve herkes gözünmez iplerle birbirine bağlıdır.
Sakın kimsenin ahını alma, bir başkasının hele hele senden zayıf olanın canını yakma.
Unutma ki dünyanın öteki ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir.
Ve bir kişinin saadeti, herkesin yüzünü güldürebilir.

- Yirmiyedinci Kural:
Şu dünya bir dağ gibidir. Ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir.
Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır.
Şer çıkarsa, sana gerisin geri şer yankılanır.
Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece sadece güzel sözler et.
Kırk günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak.
Senin gönlün değişirse dünya değişir.

- Yirmisekizinci Kural:
Geçmiş, zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret.
Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi.
Ne geleceğimizi bilebilir, ne geçmişimizi değiştirebiliriz.

- Yirmidokuzuncu Kural:
Kader hayatmızın önceden çizilmiş olması demek değildir.
Bu sebepten "ne yapalım kaderimiz böyle" deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir.
Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir.
Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.
Öyleyse ne hayatına hakimsin, ne de hayat karşısında çaresizsin.

- Otuzuncu Kural:
Başkaları tarafından kınansan, ayıplansan, dedikodun yapılsa hatta iftiraya uğrasan bile, o ağzını açıp da kimse hakkında tek kötü laf etme. Kusur görme. Kusur ört.

- Otuzbirinci Kural:
Hakk'a yakınlaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı.
Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir.
Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalık, kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp...
Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız.
Ama kimimiz bundaki hikmeti anlar ve yumuşar, kimimiz ise ne yazık ki daha da sertleşerek çıkar.

- Otuzikinci Kural:
Aranızdaki bütün perdeleri tek tek kaldır ki, Tanrı'ya saf bir aşkla bağlanabilesin.
Kuralların olsun ama kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma.
Bilhassa putlardan uzak dur dost.
Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma!
İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama!

- Otuzüçüncü Kural:
Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen HİÇ ol. Menzilin yokluk olsun.
İnsanın çömlekten farkı olmamalı.
Nasıl ki çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutanda benlik zannı değil hiçlik bilincidir.

- Otuzdördüncü Kural:
Hakk'a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir. Tam tersine, böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir.
Teslim olan insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır, emin bir beldede yaşar.

- Otuzbeşinci Kural:
Şu hayatta ancak tezatlarla ilerleyebiliriz.
Mümin içindeki münkirle tanışmalı, Tanrıya inanmayan kişi ise içindeki inananla.
İnsan-ı kamil mertebesine varana kadar gıdım sıdım ilerler kişi.
Ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde olgunlaşır.

- Otuz atıncı Kural:
Hileden, desiseden endişe etme.
Eğer birileri sana tuzak kuruyor zarar vermek istiyorsa, Tanrı da onlara tuzak kuruyordur.
Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer. Bu sisitem karşılıklar esasına göre işler.
Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne bir katre şer.
O'nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz, Sen sadece buna inan!

- Otuzyedinci Kural:
Tanrı kılı kırk yararak titizlilke çalışan bir saat ustasıdır.
O kadar dakiktir ki, sayesinde her şey zamanında olur.
Ne bir saniye erken, ne bir saniye geç.
Her insan için biz aşık olma zamanı vardır, bir de ölmek zamanı.

- Otuzsekizinci Kural:
"Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazırmıyım?" diye sormak için hiç bir zaman geç değil.
Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün.
Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa, yazık.
Her an her nefeste yenilenmeli.
Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.

- Otuzdokuzuncu Kural:
Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar.
Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır.
Hem bütün hiç bir zaman bozulmaz, her şey yerli yerinde kalır merkezinde...
Hem de bir günden bir güne hiç bir şey aynı olmaz.

- Kırkıncı Kural:
Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır.
Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani mi diye sorma!
Ayrımlar ayrımları doğurur.
AŞK'ın ise hiç bir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk.
Ya tam ortasındasındır merkezinde, ya da dışındasındır hasretinde..

39 yorum:

  1. Öncelikle yazamayışında benim de dolaylı olarak etkim var diye düşünüyorum da mutlu insan yazamaz diyen İlhan Berk'e de hiç katılmıyorum. Tembel insan yazamaz. Hehe... :D

    Ölmek fikri koca bir saçmalık ki benim 90'a kadar anlaşmam var ki az kalmış... :P

    Tanrı olmasaydı da böyle bir insan olurdum ben ki korku meselesine hiç girmeyelim; korku filmlerini pek izleyemem... Herkesin mutlu olduğu şekilde yaşaması en güzeli, ister inansın, isterse de inanmasın ve isterse de hayatına böylesi bir ikilem dayatmasın :D

    Manevi dayanak noktası, bu yazdığın kurallar ve kimya-ı saadet olan arkadaşlarım var benim :D

    Bi de 3. Murat'ın bu yazdığını sabah yatağında yazmadığına bahse girebilirim ;) Keşke birkaç namaz daha kaçırsaymış da dedim evet... :P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erdost olur mu öyle şey yazamayışım kendi suçum,aynen dediğin gibi tembel insan yazamaz ama mutsuzluk elini kolunu kaldıraak hal bırakmıyor da olabilir.(bknz:şekil1)
      Senin gibi yaşasam belki bana da uzak olurdu bu düşünce^^
      İnançlara ben de hiç girmem insanın insan olup insanca yaşaması ve yakışmasıdır asıl önemli olan ve merhamet..inançsız birinde vicdan olmayacağını kim söyleyebilir ki?

      Sil
  2. Dün radyoda dinledim bunu ve babama sormuştum kim söylemiş bunu diye,çok hoşuma gitti.Ve bununla ilgili bir post hazırlamayı düşünmüştüm ama sen benden önce davranmışsın ve çok da güzel yazmışsın,nice 200. postlara :)
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kobican yaz lütfen sen de başka açıdan,çok teşekkür ederim çok mutlu oldum bu tesadüfe,baban neler anlattı peki?

      Sil
  3. EPEY EMEK VERMİŞSİN BU POSTA...RAKAMLARA TAKILMA BÖCÜĞÜM...Kendini verimli hissettiğinde yaz hiç önemli değil..
    yeni yaşını da kutluyorum canım..:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bitanem özenle yazdım diyebilirim manevi değerlere gerektiği değeri vermek gerek,çok teşekkür ederim:*

      Sil
  4. Doğum gününü geçmişiz demek. Kutlamaya geç kalmamışızdır umarım. Nice yıllara. Öpüyorum yüreğinden.

    YanıtlaSil
  5. Serdar Ortacı hiç bu kadar uzun dinlememiştim..
    Ney dinletisiylede yazını okumak güzel geldi.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de ilk defa o kadar uzun dinledim 40madde ne de olsa ama güzeldi di mi:)

      Sil
  6. Allah'ı unutan seni neden unutmasın..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah ı unutmak daha kolay o nasılsa affedicidir ve hep korur gözetir diye f.d

      Sil
  7. Şems-Mevlana ve onların şaşırtıcı hoşgörüsü... Emeğinize sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merve çok tşk, evet hoşgörü ve büyük gönülleri unutmamak gerek..sabredebilmemiz için..

      Sil
  8. Yazmalısın sen ..
    Kalbin ruhun ne derse desin yaz , çok güzel heleki ney eşliğinde..
    İnsan hergün yeni birşey öğrenir derlerya , buradaki basamaklarda o misal.
    emeğine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Safransarı, ney sesi beni benden aldı hele de bu melodiyle,çok teşekkür ederim:)

      Sil
  9. cuma öğlenden beri kayıptın.
    haftasonu tatilindeydin herhalde.
    ortaya çıkmışsın bugün öğlen.
    hımmm tam 3 gün tatil yapmışsın.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah sorma sorma ne 3 ü ne 5 i:(

      Sil
    2. ne güzel işyerinden uzun tatil izni almışsın demek ki.
      :)

      Sil
  10. el ele tutuşup boğulabiliriz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Boğulalım kuzum, ama tutup ellerimizdem kıyıya mı yüzsek yoksa?

      Sil
  11. seni çok iyi anlıyorum çünkü bir süredir ben de aynı kıvamda yaşıyorum.
    yazsam belki rahatlayacağım ama yok, yüzleşmek, yeniden düşünmek bile yorucu geliyor bazı bazı.
    ama sen hep yaz.
    seviyorum seni okumayı.
    ve bu maddeler...
    keşke!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nini bir bırakınca bi daha nerden tutup başlayacağını bilemiyor insan en kötüsü..çok sağol, hep yanımda ol:*

      Sil
  12. ipekböcekim!
    ben üzülüyorum :/ boğulmaya bırakmanı istemiyorum kendini. denizden çıkmaya ne dersin? daha mantıklı olmaz mı? daha güzel, n'olur! ^^

    40 kuralı her karşıma çıkışında okurum. ilk kez okurmuş gibi. iyi ki yine karşıma çıkardın. seviyorum seni^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kuulum çok yorgunum..soluğum kesik..gayret ediyorum ama,ben de seni seviyorum çok ki:)

      Sil
  13. şems ve mevlanayı,
    sufizm kokan yazıları okumadan geçemem.
    Eline sağlık arkadaşım.

    YanıtlaSil
  14. Harikasın İpekBöcegim!! içim aydınlandı sen benim içimi aydınlatdın Güzel Allahımda Senni dostunn olsun :**

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Risa çok çok sağol amin hepimizin tatlı dilli güzel kardeşim:)

      Sil
  15. harika bir yazı paylasmıssın,16.kural benim facebookumda daıma durur.
    senin iyi olmanı ve iyi hissetmeni istiyorum ve cok mutlu olmanı.
    bu aradada mimledim seni ipekböceğim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biricitim baktım demin yazarım cnm güzelmiş sorular,iyi hissetmem çok zor sanki ama,inşallah:)

      Sil
  16. bu gaflet ve tebrizi yazılarını okudum.
    çok etkileyici.
    müzik de.
    herhalde hepimiz gafletteyizdir bu hızlı ve karmaşık hayatta.
    tebrizinin sözleri gerçekten de inanılmaz.
    ilk sözü bile yeter, korku yani.
    bu iki yazını unutmamak lazım.
    ortaçı bulamadım ama yazında.
    neyse nette bulurum.
    :)
    iyi hissetmen neden zor bilemedim ama.
    mutlu olmak zor değil, profilinde demişsin ya öle değil, kimseden bişey beklemediğin zaman mutlu oluyorsun.
    :)
    seni ayın 3'ünde mimlemiştim.
    görmedin tebi cumadan sonra.
    önemli diil zaten.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Klip en sonda var burda o yüzden link koymadım,
      kimseden bişey beklememek imkansız,beklediğin şey senden beklenenler,senin yaptıkların,senin hissettiklerin,senin verdiğin değerdir..bundan ibaret..

      Yoksa şükürler olsun başka bi beklentimiz yok kimseden:)
      Yaptım bile teşekkür ederim

      Sil
  17. hadi böcüğüm bu uzun ve özenli postla seni beklemek güzeldi...ama gel artııık..:))

    YanıtlaSil
  18. Canım öyle berbat bi dünyada yaşıyoruz ki insanlar bırak Allahtan korkmayı Allah 'ı tanımıyolar bile ölmek bence çok saçma herşeye rağmen hayata sımsıkı tutunmalısın sevgiler :)

    http://mervenindnyasndankareler.blogspot.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merve gayret ediyorum,etmek zorundayız ama bu acıların aniden btmesi de güzel olurdu hani:)

      Crazywoman canımm, yazamıyorum ne yapabilirim:(

      Sil
  19. hımm, "Bu da geçer ya Hu.." Derviş selamı sana:)

    YanıtlaSil

YORUM ONAYI AÇIKTIR.
Yani; saygı sınırını aşmadığınız sürece tüm yorumlarınız yayınlanacak ve cevaplanacaktır, özel cevap için mail bırakabilirsiniz,
teşekkür ediyorum şimdiden..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...